https://www.haytap.org/tr/sik-sorulan-sorular/haytapin-manifestosu-var-midir
Haytap’ın manifestosu var mıdır?
HAYTAP, sorunların çözümü için mutlaka iletişim, uzlaşma yolunu dener. Bu yollardan bir fayda alınamayacağını düşündüğü anda hukuk yolunu denemekten kaçınmaz.
HAYTAP’ta serzeniş, şikâyet değil, öneri sunmak ve bu öneriyi takip etmek esastır. Ortaya fikir sunup takip etmemenin kimseye faydası olmayacağı gibi, bu, herkes için zaman kaybıdır. HAYTAP’ta gönüllü olarak çalışan hiç kimse gerçekleştirilmesine ortak olmayacağı bir proje sunmaz.
HAYTAP’a sempati duyan ve bu oluşumda görev almak isteyen herkese mutlaka uygun bir görev vardır. Aslolan, günübirlik olarak bu mücadeleye kısmi olarak girmek değil, daimî olarak başından sonuna kadar bu ekip ve takım ruhu çalışması içinde proje üretip uygulamaktır. Hayvan sevgisi, tek başına ekip çalışması içinde bulunmak için yeterli değildir; yaşam hakkına duyulan saygı hayvan sevgisinden daha önemlidir.
HAYTAP’ın hedefi, sokaktaki hayvanlarla tek tek ilgilenmekle birlikte ağırlıklı olarak makro çalışmalar, ekip çalışmaları, ulusal çapta binlerce, yüz binlerce canlıyı etkileyen çalışmalara katılmaktır. Dava açmak, hukuki süreçleri takip etmek, lobicilik, eğitim ve halkla ilişkiler çalışmaları çok daha önemlidir.
HAYTAP, kesinlikle bir haber portalı değildir ancak kazanılan başarıların, hayvan hakları ihlallerinde konuların takipçiliğinin paylaşıldığı, gönüllülere izlenmesi gereken yolu gösteren bir eğitim kurumudur.
EKOSİSTEM BÜTÜNLÜĞÜ VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
Bilindiği üzere, doğal yaşam alanları, içinde bulunduğumuz kısır siyasi bakış açısı ve tüm dünyanın her somut olayda ekonomik çıkarı ön planda tutma yaklaşımı nedeniyle parçalanmaktadır. HAYTAP, doğal yaşam alanı kaybının, bu alanların parçalanarak yok olmasının önlenmesi politikalarının merkezinde olmak için vardır.
Yaşam alanlarının yok olmasından zarar gören ve ekolojik bütünlük açısından kritik önemi olan kimi canlı türlerinin yaşamını devam ettirebilmesi için gerektiğinde dava açar, hukuksal yollara başvurur. Nesli tehlike altında olan bitki ve hayvan türleri ile bunların yaşam alanlarının korunması için çalışır ve bu türlerin, uluslararası kâr zihniyeti baz alınarak yapılan ticaretine karşı alınan önlemleri destekler ve geliştirir.
HAYTAP için, hayvan hakları olduğu kadar orman, sulak alan, bozkır, yarı çöl, deniz, nehir, tarım, yüksek dağ ekosistemleri de aynı öneme sahiptir; hepsine eşit mesafede bakar.
Doğa, sadece yeşil ve orman demek değildir. HAYTAP ekibi için her biri kendine has yaşam örgülerine sahip tüm ekosistemler önemlidir. Bu ekosistemlerdeki ekolojik ilişkiler ve canlı türlerinin zarar görmemesi için eğitime ve mücadeleye inanır. Canlılar ve kültürler için önemli doğal alanların korunmasına, bu alanlar insan etkisi nedeniyle zarar görmüşse restorasyonuna ve genişletilmesine yönelik tüm bilimsel çalışmaları destekler. HAYTAP’ın en önemli misyonlarından biri, doğanın korunmasına ve bozulan doğal alanların iyileştirilmesine devlet bütçesinden ayrılacak olan payın artması için çalışmasıdır, bu paranın doğru yerlerde harcanması için uğraşır, devlet kurumlarını bu yönde harcama yapması için teşvik eder.
Devletin yapabileceği çalışmalar için gönüllülerinden para toplamaz, sivil toplum örgütünün denetim ve uyarı görevlerini yerine getirmeye çalışır.
HAYTAP, ulusal parklarda ve korunması gereken alanlarda doğaya ve insana zarar veren maden arama, endüstriyel üretim, kitle turizmi ve benzeri faaliyetlerin yapılmasına her koşulda karşıdır.
Hayvan Hakları Federasyonumuz, doğanın ve ekosistemlerin bir bütün olduğuna inanır. Doğaya, sadece kedi, köpek korunması ya da hayvan barınakları gibi kısır bir bakış açısıyla bakmaz. Bu nedenle, doğanın korunması için yerel ekoloji mücadelelerine gücü oranında destek verir. Federasyonumuz, doğanın korunması için gerektiğinde konuyu uluslararası resmî ve sivil platformlara taşır, yerel ve küresel kampanyalar düzenler. Doğanın korunmasına yönelik uluslararası sözleşmelerin imzalanması ve uygulanması için yasal ve kurumsal altyapının oluşturulması ve gerekli yeni iş birliklerinin oluşturulması yönünde çaba gösterir, ilgili kurumlara baskı yapar, lobicilik çalışmalarında etkin rol üstlenir.
HAYVAN HAKLARI
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu insan türünün, gezegeni başka canlılarla paylaştığından hareketle insanın, bu dünyanın efendisi değil, diğerleri arasında bir tür olduğunu kabul eder. İnsanlara tanınan tüm haklardan (ahlaki ve hukuki olarak) hayvanların da yararlanmasını olağan görür ve bunun bir hak olmaktan öte bir gereklilik olduğunu düşünür.
HAYTAP, insanların kendi yaşam alanlarını, gezegeni paylaştığı komşuları aleyhine genişletmesine, onların hayat alanlarını işgal etmesine ve kentleri birlikte paylaştığı ortaklarına zulmetmesine kesinlikle karşı çıkar. Federasyonumuz, bu konuda özellikle kentlerde hayatı paylaştığımız sahipsiz hayvanların da gerekirse aşılanarak insanlarla birlikte yaşamalarına, sokaklarımızda sayıları tolerans limitleri dâhilinde kalmak kaydıyla özgürce dolaşmalarına destek olur.
HAYTAP, hayvanların deney konusu olamayacağını savunur, hayvanların kürkleri için yetiştirilmelerine, pet shoplarda satılmalarına, avlanmalarına, ticaret konusu olmalarına, sportif avcılığa ve türlerinin sona ermesine yol açacak bir kıyıma tabi tutulmalarına, esir alınmalarına ve esaret altında yaşatılmalarına, kendi rızaları hilafına gösteri konusu olmalarına ve hangi nedenle olursa olsun kötü muameleye uğramalarına karşı çıkar; bunun için etkin yazışma yöntemlerini, hukuk yollarını kullanır, gerekirse medya ile iş birliği yaparak haberin etkin bir şekilde birinci elden doğru bir şekilde yansımasını sağlar.
HAYTAP, aynı zamanda, yasa dışı hayvan ticaretini önlemeyi ve türlerin korunmasını içeren uluslararası anlaşmalara uyulmasını ve mevcut evcil hayvan satış yerlerinin kaldırılmasını savunur; kendilerini ifade edemeyen hayvanların da insanlar gibi etik ve hukuki özne olmalarını savunur, kendileri adına dava açılabilmesini ve hukuki yargılamaya müdahil olabilmelerini uzun vadeli bir hedef olarak görerek bunun için toplumu hazırlamayı hedefler.
HAYTAP, insan ile hayvan arasındaki günümüzde süregelen eşitsiz ilişkinin evcilleştirmeyle başladığını düşünür ve ekolojik bir toplumun kurulmasını hedeflediği gelecekte hayvanların insanlara bağımlı bir biçimde yaşamalarına son verecek bir ahlak anlayışının oluşup gelişmesinin bilincindedir.