Dogman

Marcello, kendisinden başka kimseyi düşünmeyen, saldırgan bir karakter olan Simeone üzerinde, köpeklere uyguladığı yöntemlerle sonuca ulaşabileceğini, Simeone'yi bu yolla "ehlileştirebileceğini" düşünüyor.

Bu yüzden film boyunca anlaşılamaz derece varan bir merhamet ve bağışlayıcılık gösterdiğini izliyoruz ona karşı. öyle ki Marcello'nun, sınırlarını fazlasıyla aşan Simeone'ye yaptığı şey, onu kafese kapatıp özür diletmeye çalışmak oluyor bundan da başarı elde edemeyince Simeone'nin ölüm sahnesine tanıklık ediyoruz.

Bu sahnede, kamera bir yandan da oradaki köpeklerin sessizliğine ve masumiyetine odaklanıyor. Netice olarak bir insanı ehlileştirmenin, onda minnet duygusu yaratmanın, bunları bir köpeğe yapmaktan çok daha zor ve hatta duruma göre imkânsiz olduğu yüzümüze vuruluyor.

Filmin bizi diğer İtalya'ya" götürmesini ve aksanlı "halk" italyancası ilginç. Filmdeki mahalle adeta savaştan çıkmış bir Suriye mahallesi gibiydi. italya'yı floransa, roma milano venedik zannedenler için gerçekten şaşırtıcı bir atmosfer.

Bir köpeğin hayatını kurtarmak için polise yakalanmayı göze alacak kadar cesur olmak ama öte yanda son derece naif olma sahnelerindeki tezatlar harika

Başrol oyuncusu marcello fonte'nin cannes film festivalinde en iyi erkek oyuncu ödülünü aldığı, italya fransa ortak yapımı olan, aynı zamanda Palm Dog ve Palm D'or' ödülüne sahip matteo garrone filmi.