SOKAK HAYVANLARI GERÇEĞİNDE YAPTIKLARIMIZ

Köpek Durup Dururken Saldırmaz!

"İstisnalar dışında hiçbir köpek durup dururken insana saldırmaz" diyoruz.

Bu hayvanın doğasına aykırı bir şey. Isırma, köpeğin zevk aldığı bir davranış değildir. Tam tersine köpeğin stresli bir durum karşısında verdiği bir tepkidir. O halde köpekler insanı niye ısırıyor bunun analizini yapmak gerekir.

 

Keşke medyada köpek saldırısının haberini okurken köpek ne oldu da saldırmış onu da yazsa, vatandaşın bilinçlenmesine ciddi katkıda bulunur. Çünkü işin çözümü kuru lafta ya da kanun maddelerinde değil, bu bilinçte yatıyor.

ISIRMALARI ENGELLEMENİN YOLU BİLGİDEN GEÇİYOR!

 Kimsenin dikkatini çekmiyor ama örneğin  ABDde her yıl 4 milyon saldırı vakası oluyor.

Bunun önüne geçmek için insanlar "köpek ısırmalarından korunma haftaları" düzenleyerek insanları bilinçlendirmeye çalışıyorlar. İşte bizim de buna ihtiyacımız var. Çünkü köpeği saldırıya kışkırtan ve genellikle farkında olmadığımız hareketlerimizin önüne geçersek, ayrıca herhangi bir saldırı durumunda ne yapacağımızı bilirsek büyük olasılıkla problem yaşamayız.

 

Lütfen şunu kabul edelim, büyük, küçük, dişi, erkek, yavru, yaşlı, tatlı, sevimli, cana yakın fark etmez her köpek ısırabilir. Yeter ki onu ısırmaya sevk eden kışkırtıcı bir uyaran olsun. "Bebek yüzlü Pomeranian ırkı köpeğin bile ısırarak insan ölümüne neden olabildiğini" söylersek sanırım bana daha fazla hak verirsiniz.

 

PEKİ, PİTBULL DURUP DURURKEN SALDIRIR MI?

Kesinlikle hayır! İddia edildiğinin aksine Pitbullların doğuştan saldırgan olduğunu destekleyecek hiçbir bilimsel bilgi yoktur. Hatta iyi bir aile köpeğidir. Dünyada köpek ısırmalarına dair istatistiklerde de ilk sırada değildir. Ancak çok güçlü olması nedeniyle saldırı sonucu, ölümlere yol açmada maalesef ön sıradadır.

 

Aslında her köpek için agresyon doğal ve gerekli olabilecek bir davranıştır. Bu davranışı törpülecek ya da körükleyecek olan hayvan sahibidir.

 

Sahipleri bilerek ya da bilmeyerek bu hayvanı hatalı olarak eğitirse zaten çok güçlü oldukları için tehlikeli olabilirler. Sahibi köpeği, sosyalleştirmez, saldırgan davranışını onaylar ve ödüllendirir, ya da bizzat köpeğe şiddet uygularsa agresyon doğal bir davranış olmaktan çıkıp davranış bozukluğu haline gelir.

 

Bir de bilindiği gibi bu köpeği özellikle saldıran yetiştiren psikopatlar da vardır Bunlar genellikle köpeği ruhsat gerekmeyen bir silah olarak yanlarında dolaştırırlar ya da insanları köpek vasıtasıyla ürkütmekten zevk alırlar. Medyatik bir köpekle dolaşarak aşağılık duygularından kurtulmaya çalışırlar.

 

Diğer bir nokta da, ya Pitbullu ya da sahibini suçluyoruz ama aslında saldırıya uğrayan kişinin yaptığı hatalar var mı? Bunu da değerlendirmek lazım. Yukarıda da değindiğimiz gibi medya bu tür haberleri yaparken köpeğin neden bu saldırıyı yapmış olduğunu incelerse olayların çoğunda köpeğin durup dururken değil, karşıdakinin yaptığı hareketlerden tahrik olup yaptığı anlaşılacaktır.

 

 

 

YA BİZE veya KÖPEĞİMİZE SALDIRAN YASAKLI IRKLAR ? ONLARI ŞİKAYET ETMEYELİM Mİ ? 

Minik köpekler gezdirdiğimiz için yaşadığınız olayın benzerleri bizlerin  de çok endişelendiğimiz bir durum (sokaktaki köpeklerden değil, her zaman “sahipli”lerden korkuyoruz ve aslına bakarsanız “sahip” değil “bakımveren”  ya da “yoldaş” kelimesini tercih ediyoruz çünkü kullandığımız kelimeler hayvanlara bakış açımızı ortaya koyuyor).

 

Ancak nasıl ki bir insan başka bir insana saldırdığında insanların ya da o ırktan, cinsiyetten vs. olan insanların geneliyle ilgili bir yargıya varamayız (tabi varanlar var ama en azından siz insanlarla ilgili varmazsınız diye umdum), köpeklerde de bunu yaptığımızda çok büyük bir haksızlık yapmış oluyoruz. Tam olarak sizin yazdıklarınız gibi hedef gösterme ve yanlış bilgilendirmeler nedeniyle yıllardır psikopatlar ve sosyopatlar bu ırktan köpekleri alıp çeşitli istismar yöntemleriyle saldırganlaştırmaya çalışıyorlar. Aslında uzun yıllardır “üretimi” (hissedebilir bir canlı için kullandığımız ne talihsiz bir kelime) yasal değil ancak denetimsizlikten her yerde satılıyorlardı ve medyada sürekli saldırgan diye lanse edildiklerinden, özellikle kötü niyetli insanların tercihi oluyorlardı. 

 


İnsanlar gibi hayvanlar da ayrıcalıklarla doğuyorlar; kimi evin bebeği muamelesi görüyor, kimi (çoğu) nesneleştiriliyor ve sizin yazınızda “o pitbull denen şey” oluveriyor. Adil bir dünyada “o pitbull denen şey”lerin de Cavalier King Charles Spaniel’lar kadar yaşam hakkı olurdu ve bir olumsuzluk yaşandığında köpekleri günah keçisi seçmek yerine gerçek sorumlulara hesap sorardık.

 

Diğer yandan, İzmir Büyükşehir Belediyesi bu sakıncalı ırk olarak tabir edilen hayvanları geçtiğimiz yılllarda ücretsiz olarak kısırlaştırmak chiplemek ve aşılamak istese de , veteriner hekimler odaları da meslektaşları para kazanmak açısından mağdur olmasın diye buna karşı çıktılar. Belediyenin sahipli olan bu hayvanlar için ücretsiz çalışma yapmasına izin vermediler. Yani bu çalışmanın karşılığı mutlaka veteriner hekimlerde paralı olmalıydı. Halbuki durum kamu sağlığını da ilgilendiren istisnai ve kayıt için süre sonu yaklaşan ve insanların hayvanlarını sokağa salacağı bir durumdu.

Bazıları sizler gibi insanları kovaladı ya da köpeklerinize zarar verdi. Oysa İzmir Büyükşehir Belediyesi bunu ücretsiz yapacağını bildirdiğinde oda kendi hazırladığı mevzuatı delil olarak göstererek buna kesinlikle karşı çıktı.

İzmir bir şekilde sonunda kendisine dayatılan bu sözleşmeyi kabul etti. Bu bedeli veterinerlere ödedi.  Fakat İzmir dışındaki diğer belediyelerde ise bu parayı ödeyemeyenler olduğu için sahipleri bu agresif hayvanlarını sokaklara saldılar. Oysa belki bu işlem ücretsiz belediyelerce yapılsaydı belki onlar sokaklarda olmayacaktı. Bir fırsat vardı ve kaçtı. Odaların da bu hayvanların insanlara saldırma olasılığı çok umrunda olmadı. Bunu kendi açılarından fırsata çevirmek istediler. Parayı evet sonunda İzmir Bşehir belediyesinden aldılar ve kısırlaştırmaları yaptılar ama ya ücret ödemeden kendi bünyesinde bu kısırlaştırmayı yapmak isteyen diğer ufak belediyeler? Onlar maalesef bu anlaşmaya maliyetli olduğu için topa girmediler ve böylelikle sizler hayvanlar ısırınca sebebi değil sonucu yargıladınız. Oysa odalar meslektaşları para kazansın diye ücretsiz kısırılaştırmaya hem itiraz ettiler hem de kayıtsız kaldılar. Yani fırsatı lehlerine değerlendirmeyi tercih ettiler.

Vatandaş kısırlaştırıp kayıt altına alsaydı bu hayvanlar belki hala sahiplerinin kontrolü altında kalacaktı.

 

KÖPEKLER NEDEN SALDIRIRLAR?

Öncelikle şunu ayırmak gerekiyor, karşılaştığınız bir köpek herkese mi saldırıyor yoksa sadece size mi? Sadece size ise sizde onu kışkırtan bir şey var demektir. Yıllar önce Almanyada bir okula dalan iki Pitbull kalabalık bir öğrenci topluluğu arasından iki Türk öğrenciyi bulup saldırdı. Bu çocuklar görünüm olarak ya da giyim olarak farklılar mıdır? Şüphesiz hayır. Renkleri mi farklıydı? Tabii ki hayır. Ama bir gerçek var ki bu çocuklar ya da örnek aldıkları ebeveynleri köpekten korkutularak büyütülmüşlerdi.

Köpeği görür görmez bağırarak kaçmalarından başka nedeni ne olabilirdi ki? Dolayısıyla bu davranışlar nedeniyle kışkırtılan köpekler zavallı çocuklara saldırmışlardı. Demek ki toplum olarak yapmamız gereken ilk şey köpeklere karşı olan bu önyargıları yıkmak, köpek korkusunu ortadan kaldırmak. Eğer başarılı olamazsak bu saldırı haberlerini sürekli duyar ve duydukça köpeklerden daha da korkan bir toplum haline geliriz. Böylece bu durum kısır bir döngü halinde devam eder durur.

 

EN SIK SALDIRMA NEDENLERİ ŞUNLARDIR:

 

*Kendini koruma, tehlikede hissetme,

*Ürkme ve panik halleri, ailesini koruma, alanını koruma, kaynak koruma, paylaşmama (yavrusu, yuvası, sahibi, oyuncağı, yemeği vb)

*Kışkırtıcı sinyaller: İnsanların kaçması, çığlık atması ya da ani hareketleri köpeğin yaralanmasına ya da hastalık nedeniyle kendini güçsüz ve savunmasız hissetmesi

*Köpeğin daha evvel zarar görmüş olduğu bir uyarana benzer bir uyaranla karşılaşması: Örneğin sopayla daha önce dövülmüş bir köpeğin eli bastonlu, sopalı ya da silahlı adama, şemsiyeli kadına saldırması gibi agresyona yol açılan davranış bozuklukları

* Elde şemsiye ,sopa , çubuk gibi bir madde bulunması ya da  köpekler için tahrik edici olarak algınabilen üstümüzdeki kıyafet

 

KÖPEKLERİN DAHA ÇOK ÇOCUKLARA SALDIRMASININ BİR NEDENİ VAR MIDIR ?

 

Köpekler iki nedenle çocuklara daha çok saldırabilir. : 

 

1. Çocuklarla yaşadıkları olumsuz deneyimleri olabilir. Nitekim çocukların köpeklere yaklaşımı bazen çok hatalı olup onların canlarını yakacak davranışlarda bulunabilmektedir.

 

2. Çocukların hareketleri, çıkardıkları sesler köpekleri saldırıyı uyarıcı nitelikte olabilir. Gereksiz yere köpeğin önünden çığlık atarak kaçıyorlarsa bu birçok köpekte avlanma dürtülerini ve saldırganlığı uyarabilir.

 

Özellikle kırsal mahallelerde bu bilinç daha zayıftır ve çocukların köpekleri kışkırtmalarına, dolayısıyla ısırılmalarına daha çok rastlanır.

 

SALDIRGANLIK BİR DAVRANIŞ BOZUKLUĞU MUDUR?

 

Yukarıda köpek için agresyonun doğal ve gerekli olabilecek bir davranış olduğunu söylemiştik ancak saldırıyla, saldırganlığı yani agresyon ile agresifliği ayırt etmemiz gerekir. Köpeğin birisini ısırması ille de onun agresif olduğunu göstermez. Agresyon belli sinyallerle üretilen doğal bir davranıştır, agresiflik yani saldırganlık ise bir davranış bozukluğudur.

 

PEKİ TEHDİT ALTINDAYSAK NE YAPMALIYIZ ISIRILMAYI NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ?

 

Bunu önlemenin en iyi yolu onları tanıyıp kışkırtıcı sinyallerin önünü kesmektir ancak tanımadığınız bir köpekle karşılaşırsanız: Köpekler hareketli nesneleri kovalamayı severler bu onlarda avlanma güdüsünü dürtüler. Köpekler sizden hızlı koşar, kaçamazsınız. Onu hiç umursamıyor gibi ona bakmadan ancak tam sırtınızı da dönmeden sakin ve emin adımlarla uzaklaşın ama kaçma şansınız yoksa hiç denemeyin aksine ağaç gibi hareketsiz kalın. Uzaklaşamadıysanız da mümkünse korktuğunuzu belli etmeyin ve kendi kendinize korkmadığınızı telkin edin. Sizi koklamak isterse izin verin, ani hareketlerden kaçının. Köpek beden dilini kullanın, çığlık atmamaya çalışın çünkü çığlık onu iyice heyecanlandırır. Ceket, palto vesaire giyiyorsanız çıkarın ve aranıza alın. Bisikletle giderken sizi kovalarsa hemen durup inin ve bisikleti hayvanla aranıza alın. yavaşça gerileyin. Eğer saldırıya uğradıysanız ve kurtulma imkanınız yoksa yavaşça yere yatın, top gibi yatın, kafanızı boğazınızı el ve kollarınızı koruyun. Ölü taklidi yapın (hızlıca yatma ve çömelme hareketlerinden kaçının) Kendi köpeğiniz bile olsa anesteziden uyanan köpeğe yaklaşmayın, kokunuzu alamadığı için sizi tanıyamaz.

 

Birkaç önlemi sıraladık ama öğrenmemiz gereken konular o kadar çok ki bu sayfalara sığması mümkün değil.

Bunların sürekli bir eğitim programı halinde eğitim kurumları, medya, STKlar ve resmi kurumlarla el ele vererek çocuk yaşlı demeden tüm topluma aktarılması büyük önem taşıyor. Sürekli ve kampanya şeklinde olmazsa bir işe yaramayacağının hele ki okullara göndereceğimiz uzmanlığı da şüphe götürür bir konuşmacıyla hallebileceğimiz bir şey olmadığının altını çizmek istiyoruz. Toplumda bu bilincin gelişmesi ve köpeklerin korkulacak bir şey değil dostlukları ile mutlu olunacak hayvanlar olduğunun bir an evvel anlaşılmasını diliyoruz.

Haytap olarak yaptığımız farkındalık çalışmaları , eğitim çalışmaları , tiyatrolar , afişler bilboardlar kısacası devlet kurumlarının yapması gereken bir çok çalışmayı çok büyük paralar ve emeklerle biz stk olarak yapıyoruz. Devletin de bu çalışmalara yeteri kadar destek vermemesi hatta devletin kurumlarının kendisinin bile buna inanmaması bu ayaklardan en önemlilerden birisini yalnız bırakıyor ve mesafe kat etmemiz oldukça zor oluyor. .

TOPLAMA ÇÖZÜM MÜ ? 

Her ısırma  ya da ölümlü vaka sonrasında da toplanmaya çalışılan hayvanların da agresif olan hayvanlar olmadğını , her defasında mahallenin bölgenin en sosyalleşmiş hayvanının zalimce toplanmaya çalışıldığı öldürüldüğü de gerçek . Yani yaramaz olan agresif olan hayvan belediyecilerin elinden bir şekilde kaçarken , oraya bir yere sinmiş , kuyruğu düşük,  size sırnaşan , hatta aç olsa bile saldırma refleksi göstermeyen köpekler toplanıyor. Çünkü en kolay toplanabilecek olan köpekler zaten işbilmez işçi için onlar.   Zaten belediyecilerin en düşük vasıftaki işçisi kalkıp da o şikayet konusu olan ısıran hayvanı aramıyor ya da işgüzarlık yapıp en uslu olan hayvanları vatandaşa ve belediye başkanına müdürüne yaranmak için toplayıp hapishanelere götürüyor veya öldürüyor ya da diğer belediye sınırına boşaltıyor.  Günün sonunda problem çözülmediği gibi rehabilteye alınması gereken asıl köpek de başka mahalle de başka maceralar yaratıyor.

Kimse kısırlaştırma yoluyla , bu hayvanların agresyonunun azaalacağı konusuna inanıp bütçe ayırmadığı ,  köpek ticaretinin bitirilmemesi nedeniyle  bu hayvanarın sürüleştiği yahut konusunda ehil veteriner hekim de çalıştırmadığı hatta stklarla da işbirliği yapmadığı için "TÜM KÖPEKLER MAHALLEDEKİ HERKESİ ISIRDI OLUYOR"  fakat  "TÜM ERKEKLER SAPIKTIR TÜM SİYASİLER HIRSIZDIR  , TÜM SİYAHİLER TECAVÜZCÜDÜR" diyemiyor.

 

HAYTAP - HAYVAN HAKLARI FEDERASYONU

Kaynak metnin bir kısmı Prof Dr Tamer Dodurganın yazısından alınmıştır.



Konu hakkında kapsamlı bilgiyi tv yayınından da izleyebilirsiniz :  

https://www.youtube.com/watch?v=Pn5XUbMB4SE

 

Ayrıca şu link içindeki bilgilendirici televizyon yayınlarını izleyebilir paylaşabilirsiniz

https://www.haytap.org/tr/hayvanlarin-isirmasi