PETSHOP GERÇEĞİNDE YAPTIKLARIMIZ

Sabah Gazetesi 1 Eylül 2007 tarihli röportaj

1 Eylül 2007 tarihinde Sabah Gazetesinde çıkan röportajın tam metni aşağıdadır. Gazetede bu röportajın daha az bir kısmı yayınlanmıştır.

Asıl metin için ise lütfen aşağıya bakınız

1-·Petshopgercegi.com ya da kanlipara.com sitelerini kurmaya nasıl karar verdiniz? Sitenin amaçları nelerdir?

Dünyanın bir çok gelişmiş ülkesine ( hatta en yakınınızdaki KKTC’ye ) bile elinizde torbalarda , kafeslerde, bavullarda istediğiniz hayvanla giremezsiniz. Bu kurallar bu ülkelerde hem halk sağlığı yönünden, hem de kaçak mal girişi bakımından  ciddiyetle uygulanmaktadır. Ancak Türkiye’de bu durum artan ve hız kazanan ticaret şeklinde sürmektedir ve bu işi yapanlara karşı cezai yaptırımlar  yetersiz kalmaktadır. Yurtdışından gelen yabancı uyruklu kişiler bu suçu Türkiye’deki pet shoplara hayvan sağlayan distribütörler ile örgütlü bir halde işlemektedirler ancak yakalandıkları cezaları münferit basit bir olaymış gibi değerlendirilmektedir. Bu büyük rantın yanında ,  bir nevi modaya dönüşmüş bulunan cins ve yavru hayvan merakı da arz -talep sonucu da petshop dükkanları hergeçen gün maalesef sayıca artmıştır. 

Türkiye’ye kaçak yollardan ( yani ithal edilen ) getirilen özellikle yavru kedi - köpekler, 500 ila 1000 dolar gibi yüksek fiyatlardan satılmakta, çoğu da terkedilip ya da bir şekilde üretilip çoğunlukla sokak köpeğine dönüşmektedir. Bu hayvanlar özellikle eski doğu bloku ülkelerinden getirilmekte ve beş parasız pulsuz yattığı yerden para kazanan bayanlar sayesinde maalesef bu durum büyük bir ticarete dönüşmüş durumdadır., bu hayvanların  üretim maliyeti onlara ortalama 20-30 dolar gibi çok düşüktür  ve bu yavru canlar poşetler içinde havasız ortamlarda yurda kaçak olarak sokulmaktadır. Bir kısmı daha yolda telef olmakta , sağ kalabilenler Pet shoplara geldiğinde ise zaten genelde daha yavru olmalarından kaynaklanan sevimlilikle hemen satılmaktadır. Bunları bir biblo gibi görmekte olan çoğunluğun ilk hevesi geçtikten sonra önce bu hayvanları sahiplendirecek başka birilerini aramaktadırlar. Bulamadıklarında da çoğunlukla ya sokaklara ya da barınaklara atmaktadırlar…

Satılamayan yavrular kadar satılanları da benzer akıbet beklemektedir..İşte bu durumu bilmeyen kişilere karşı bilinçlenmeleri için bu siteyi HAYTAP ( Hayvan Hakları  Aktif Güç Platformu ) bünyesinde kurduk.

Mesela bir bakıyorsunuz İsviçre Alplerinde yaşaması gereken kocaman  bir St Bernard köpeği Marmaris’te sokak köpeği olmuş ya da 40 derece sıcakta barınağa hapsedilmiş..Neden ? sahibi bakamamış..yavru iken petshptan almış zevkini tatmış..sonra canı sıkılmış..tüyü var , pisliği var , komşum istemiyor , çocuğum bakamıyor diyip kendini de kandırıp nasıl olsa bakarlar diye  bir barınağın önüne atmış ya da sıcak bir iklim de çöplerden beslensin diye terk etmiş.. İşte Bu gerçekleri ve büyük sorunların daha iyi ve net anlaşılabilmesi amaçlı, bu ticaretin aslında bir kanlıpara ticareti olduğunun altının da özellikle çizilmesi amacıyla bu site HAYTAP gönüllüleri tarafından bilinçlendirilmek için kurulmuştur.

Petshop gerçeği sitesinin yapısı zamanla daha da genişletilecektir.. Benzer çalışmalar örneğin içler acısı olan hayvanatbahçeleri için de yapılacaktır.

Çünkü Hayvan populasyonunu kontrol alamadığımız sürece ve 5199 nolu yasada yeni düzenlenmeler yapılmadığı sürece ne barınaklar , ne zehirlemeler , ne itlaflar sona erecektir. Bu iş bu kadar basit . Musluk ana vanadan kapatılmalı . Bataklık kurutulmalı. Tavandan su akıyor biz hep beraber onları vahşice öldürerek yeri silmeye çalışıyoruz.


2-·Siteye ilgi nasıl? Ne tür etkileşimler alıyorsunuz?

Ülkemizdeki ”Pet shop gerçeği” hayvanların zarar görmesi yanında, bazen bu paraları ödeyerek hayvan sahiplenip sonra da mağdur olan insanların da oldukça fazla olduğunu göstermektedir. Biz bu olumsuz faktörlerin siteye yoğun bir ilgi olarak döneceğini biliyorduk, Ayrıca dost sitelerin de bu konuya yoğun ilgi ve destekleri sayesinde beklediğimizden çok daha kısa bir sürede konuya daha fazla dikkat çekmeyi başardığımıza inanıyoruz. Siteyi yayınlamamızın ardından, daha bir iki gün içinde onlarca şikayet aldık. Yaşam hakkına saygılı tüm  kurumlar, dernekler ve gruplar, bu alanda bilgi eksikliğini ve büyük bir açığın kapatılacağını da düşünmekteler. Pet shop’lardan mağdur olmuş insanlar dışında, gelecekte mağdur olma durumunda kalacak kimselere de örnek teşkil edecektir. Ancak çok daha önemli olan , Cam, tel kafesler içinde günlerce satılması için bekletilen bu canların durumu, eski çağlarda köleinsan-köle hayvan pazarları gibi bir olguya benzemektedir… hayvanlara hala can değil “mal” olarak bakılmaktadır.

3-·Hayvanların bir eşya gibi satılıyor olması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Hayvanları koru-ma kanunu maalesef kabahatler kanunudur.Bunun en önemli sonucu bu yasayı  ihlal edenlerin alacağı ceza en fazla ‘’idari ‘’ para cezasıdır.Yani idari para cezasını ödeyen kişi artık başka bir yaptırımla karşı karşıya kalmadan benzer bir suçu tekrar işlemesinde herhangibir sakınca olmadığı gibi , bu haksız eylemin karşılığı kabahat olarak düzenlendiği için bu durum failin (!) sabıka kaydına da asla işlenmeyecektir.


Kanun; çok açık ve net bir şekilde; hayvanların, eşit doğmasından ve yaşam haklarından bahsetmektedir.   “canlı” olmasıdır.
Bizim hukukumuzda; Şahsın ve eşyanın hukuku vardır. Fakat hayvan bir CANLI’dır. Buna rağmen yasalarımız sahipli hayvan ile sahipsiz hayvan arasında bile ayırım yapmaktadır. Sahipli hayvana yapılan kötü muamelenin cezası sahipsiz hayvana yapılandan farklıdır. Bunu bir hukukçu olarak kabul etmemiz mümkün değilidir. Bu yasanın bir an önce değişmesi gerekmektedir.

4-·Türkiye’deki pet-shop’larda ne gibi yasadışı uygulamalar yapılıyor? (Gerçi bu soruyu belki de yasalara uygun ne yapılıyor diye sormak daha doğru olabilir)


Türkiye’de ki pet-shoplar maalesef DENETLENMİYOR. Ya da denetlense de göstermelik formalite icabı denetleniyor. Birkaç haftalık kurs veriliyor eğitildikleri düşünülüyor Ama hakkında şikayet olmayan bir pet shop bugüne kadar yoktur desek yalan olmaz. Devlet memuru anlayışı ile mesaiye bağlı çalışma düzeni ile denetim olmaz. Yasaya göre petshopları İl Tarım Müdürlüklerinin ve İl Çevre Müdürlüklerinin düzenli olarak denetlemesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine uyup uymadığını kontrol etmesi lazım.  Fakat bu denetlemeler pek çok şehirde hiç yapılmıyor, yapılan yerlerde de GÖSTERMELİK olarak yapılıyor.

Pet shoplar yurt dışından kaçak olarak getirilen hayvanları çok rahat satabiliyor. Ayrıca ruhsatı olmayan üretim üretilmekte ve elde edilen yavrular satılmaktadır. Üremelerine ve satılmalarına izin vardır ancak sonlarının çoğunu vahşi barınak ortamı ya da belediyenin ya da vatandaşın zehiri ve kötü muamelesi beklemektedir.

Petshpolarda yavru köpekler 10-15 tanesi aynı cam kafesin içinde, kaka ve çiş yapmamaları için özellikle su ve yemek verilmeden, kışın soğukta yazın da sıcakta büyüyen köpekler ise çoğu kez boylarından daha kısa ve küçük kafeslerin içinde aylarca tutuluyor.

5-·Sürekli sınırlardan bavullarla yavru hayvanlar giriyor. Hayvan kaçakçılığının önüne geçmek için neler yapılabilir?


( HAYTAP ) ve İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu ·, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasasındaki değişiklik önerisi üzerinde çalışılıyor.·Bu kaçak ithalatın durdurulması için yasa değişikliği verilmesi de planlandı. Tabii bu iş o kadar da kolay değil . bu işten , yani bu kanlı ve acımasız kapitalist ticaretten para kazanan , ekmek yiyen (!) bir o kadar da insan var..Parasını kazandıktan ve yavru zevkini tadan insanlarımız oldukça da bunun önüne geçmek hemen gerçekleşmiyor.

Öte yandan siz nasıl yurtdışına istediğiniz köpeği götüremiyorsanız bu ülkeyede böyle rahatça girmemeli... Bu ticaretin bu aşamaya gelmesine bazı gümrüklerdeki tutum ve hatalarda nedendir. Kuduz vs gibi ülke insan sağlığına verebileceği olası bazı zararları da düşünün…Yani bazı görevlilerin de gözyumması ile kazanç sağladığı 10-20 dolar için oluşan bu kanlı pazara bakın.. Devletin zaten vergi kaybı bir yana, kaçak ithalat adeta yabancı uyruklu kişiler ve bunun ticaretini de burada yapanlar sayesinde körüklenmiş durumda . Onların üretmesine ve satmalarına izin verdikleri bu canlar sayesinde, bu hanımefendilerin 1 haftalık istanbul –antalya tatilleri de bedavaya gelmekte…Nasıl olsa Istanbul’da Eminönü, Surdibi vb. gibi kontrolsüz ticaretin sürdüğü yerlerde zabıtalar o kadar işleri varken ! bir de itle köpekle mi uğraşacağız bu sıcakta- soğukta diye denetlenmemekte !…Ya da bir kaymakamın kalkıp da “ben görevimi yaptım benim altımdakiler yapmıyor” diyerek kendisini kandırmasını mı beklemek gerekiyor ?

Unutmayın herkes için hayatta bir an vardır ..O da kendimizi aldatıp aldatmayacağımıza karar verdiğimiz an . Gözümden Irak olsun mevlam kayırsın ise bu aldatmanın , gözleri kapatmanın en güzel anıdır.

Maalesef bu ticari döngü ciddi bir sektör haline gelmiş durumdadır.. Ölüm kampı haline gelen hayvan barınaklarıyla da sorun çözülemez, sınırlı sayıda büyük emeklerle yapılan kısırlaştırma ile de. Acilen yasalar bu yönde tekrar elden geçmeli, kesin şekilde altı çizilmiş caydırıcı cezalarla bu gidişin önüne geçilmelidir.

Oysa; göz olanı , beyin olacağı görür.

Musluk tepeden akıyor ama biz aşağısını temizlemeye çalışıyoruz. Yani bu durumda musluğu kesmemiz gerekirken bizler herkes için önemli olan bu konuyu bile yetkili ilgililere ancak ilgisiz yetkililere anlatmaya çalışırken hala Birçok derneğin bir arada temsil edildiği HAYTAP olarak , bundan önceki dönemlerde oluşan o çılgın hayvansever önyargısını yıkmak için uğraşıyoruz.

Bilgisiz ilgililer ile ilgili bilgisizler de bu çözüm de yer almayınca sorunların da bir parçası oluyorlar..

6-·5199 sayılı Hayvanları Koruma Yasası’ndaki maddeler pet-shop’lar konusunda yeterli mi?


Romalı General Coto her cümlesinin sonunda KARTACA YIKILACAK dermiş…ben de her cümlemin sonunda BU AFERİN OĞLUM YASASI DEĞİŞECEK diyorum. Hayvanlara yapılan kötü muamele ve cezaların etkisiz kalması nedeniyle , duyarlı toplum vicdanın, bu yasaın çıktığı zamandan beri yaralandığı da gerçektir. Mevcut 5199 sayılı yasanın hükümleri etkisiz kalmıştır. Bu yasanın özellikle KABAHATLER HUKUKU kapsamından çıkması hayvanlara karşı yapılan her türlü kötü muamele , işkencenin SUÇ olarak kapsama alınması ve Türk Ceza Kanunu bünyesinde alınması amaçlanmakta , bu yönde kamuoyu olşuturulmaya çalışılmaktadır.

7- Pet-shop’ların tamamen kapatılması söz konusu olabilir mi?..·İnsanlar, hayvan sahiplenme konusunda ne yapmalı ?

Bildiğim kadarı ile Avusturya’da petshopların büyük bir kısmı kapatıldı. Avrupa’da sadece belirli yerlerden bu hayvanları alabiliyorsunuz. Biz de ise barınaklar ağzına kadar cins terkedilmiş hayvanla dolu . Buralardan bedava almak varken , bir merhamet duygusunu tatmak varken neden binlerce doları insanlar buralara akıtıp bu kanlı para düzenine alet oluyorlar anlamak mümkün değil. Aslında sıkı denetim yapılmadığı için her önüne gelen petshop açmak için bakanlık önünde kuyruğa giriyor.

Hayvanseçer değil ama gerçek bir hayvanseverseniz , lütfen bakımevlerinden sahiplenin.. Hatta sırf çocukları istiyor onları kırmayalım diye bir düşünce içindelerse lütfen öncelikle barınakları ziyaret etsinler.. Sevgilerini öncelikle buralardaki zor durumda olan hayvanlara göstersinler.. Öncelikle iyi düşünsünler ve tüm bunlardan sonra herşeyi göze alabileceklerse eğer barınaklardan sahiplensinler...

Unutulmamalıdır ki Petshoplarda bugüne kadar satılan hayvanların bugün %60 tan fazlası ya sokaklara ya bakımevlerine  atılmıştır.. Bu şekilde doğduğu ilk haftalarda satın alınıp birsüre evlerde bakılmaya mahkum edilmiş ve sonradan sokaklara atılmış bu hayvanların sağ kalmaları mümkün değildir.

Türkiyede gerçek durum budur. Aksi adımlar atılmadıkça Türkiye ’de Pet shop yanlışları ve Pet shop gerçegi de asla değişmeyecektir..

  • Sabah Gazetesi 1 Eylül 2007 tarihli röportaj
  • Sabah Gazetesi 1 Eylül 2007 tarihli röportaj
  • Sabah Gazetesi 1 Eylül 2007 tarihli röportaj
  • Sabah Gazetesi 1 Eylül 2007 tarihli röportaj
  • Sabah Gazetesi 1 Eylül 2007 tarihli röportaj
  • Sabah Gazetesi 1 Eylül 2007 tarihli röportaj