FARKINDALIK ÇALIŞMALARIMIZ

Pet Diye Alıyorlar , Pat Diye Atıyorlar- HAYTAP

Eminönü’ne yolu düşenler bilirler; Mısır Çarşısı’nın sol tarafındaki daracık yolda sülükten kedi-köpeğe kadar her türlü hayvanı bulmak mümkün. Dükkânlara girip daracık merdivenlerden alçak tavanlı üst katlara çıktığınız zaman petshop gerçeği ile karşılaşıyorsunuz. Annesinin yanından çok küçükken ayrılan ve İstanbul ikliminde sağlıklı şekilde yaşaması mümkün olmayan Sibirya kurtlarından tutun da büyüdüğü zaman 2 metre boya ulaşan Alabay’dan, Çin aslanı olarak bilinen Çovçov’a kadar pek çok cins hayvanı burada kafes içinde görmek mümkün. Mağaza yetkilisine köpeklerin nereden geldiğini sorduğumuz zaman da aldığımız yanıt oldukça net:

Nerden bileyim geldiği yeri, nerden gelirse gelsin, isterse uzaydan gelsin! Yetkiliye hayvan almak istesek hayvanın nereden geldiği, aşı ve sağlık durumunu gösteren resmi belge gösterip gösteremeyeceklerini sorduğumuzda ise önceki sorumuzla tezatlık oluşturacak bir yanıt alıyoruz: Tabii ki tüm belgeleri tam, müşterilerimize hayvan aldıkları zaman belgelerini de veriyoruz.
Hastalık kaçınılmaz

Kedi, köpek, kaz, hindi, balık, kuş, tavuk ve daha pek çok hayvanın birarada satıldığı böyle bir ortamda tabii ki hastalık da kaçınılmaz oluyor. Biz içeride köpeklerle ilgilenirken daha önce aynı dükkândan alınmış olan ve hastalığı nedeniyle sorun yaşayan bir müşteri giriyor içeri. Dükkân yetkilisiyle aralarında geçen konuşmadan anladığımız kadarıyla yakın bir zaman önce bu dükkândan alınan kaniş cinsi köpek yavrusu hastalanmış ve müşteri hastalanan hayvanı dükkâna geri getirmiş. Bir süre dükkânda bakımı yapılan hayvanın iyileştiğine kanaat getiren satıcılar da köpeği sahibine geri verip göndermeyi uygun görüyorlar.
Hadi başka kapıya

Eminönü’nden ayrılıp Kadıköy’e vardığımızda da karşılaştığımız manzara çok farklı olmuyor. Kadıköy çarşı içinde uğradığımız bir petshop’a hayvan satılan dükkânlarla ilgili bir çalışma yaptığımızı ve bize yardımcı olup olamayacaklarını sorduğumuzda Hadi arkadaşım, başka kapıya diyerek yol gösteriyorlar.

Kötü bir niyetimizin olmadığını, çekim yapmayacağımızı, sadece bir-iki sorumuz olduğunu söyleyince patronun orada olmadığını ve kendisinin bu gibi soruları çok sıcak karşılamadığını ifade eden satıcı, patronun neden sıcak karşılamadığını sorduğumuzda ise gayet açıklayıcı bir cevap veriyor: Sizce sıcak karşılaması için bir neden var mı, neden sıcak karşılasın?

Bu konuşma geçerken önümüzde duran küçük bir kafes içindeki beş-altı köpek yavrusunun bakışları patronun neyi neden sıcak karşılamayacağını gayet iyi açıklıyor...
Sadece kedi, köpek satılmıyor

Göztepe’de gittiğimiz bir petshop’da ise diğer dükkânlara oranla daha az kedi, köpek göze çarpıyordu. Ayrıca kedi ve köpeklerin bulunduğu kafesler önceki örneklere göre daha hijyenik ve büyüktü.

İşletme sahibi, burada bulunan 10 civarı kedi köpeğin bir kısmının sokakta zor durumda olan hayvanlardan seçildiğini ve bu hayvanların bedelsiz olarak bakabilecek kişilere verildiğini söylüyor.

Ancak iş sadece kedi-köpek ile bitmiyor. Vahşi doğada olması gereken gelinciklerin küçük kafeslerde yaşama savaşı vermesi, tropikal iklim canlısı olan küçüklü büyüklü papağanların bileklerinden bağlı şekilde alıcı bekliyor olması madalyonun öteki yüzünü karartıyor.
Ölene kadar damızlık olarak kullanılan hayvanlar var

Türkiye’de Petshop’larda hayvan satılmaması için mücadele veren tek sivil toplum kuruluşu, Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP). Avukat Ahmet Kemal Şenpolat, petshop’larda satılan hayvanlara yaşatılan zulme dikkat çekiyor ve petshop’lardan hayvan alınmaması çağrısı yapıyor.