BASINDA HAYTAP

Tıngır mıngır nostaljik zevkin altındaki katmerli acı-2016

Atların yokuş yukarı yollarda devasa bir yük taşımasının nostaljik heveslerle de, ’ekmek parası’ söylemiyle de aklanamayacağı artık sır değil. Tıngır mıngır nostaljik zevkin altında yatan katmerli bir acı var. Ve bu acı ’afakî’ olmaktan son derece uzak!

Aynur Tekin

DUVAR – Atların maruz kaldığı kötü muamele ve faytonlara ilişkin tartışma dinmek bilmiyor. Son olarak, Faytoncular Odası bir bildiri hazırlayarak bazı STK’ların ve basın kuruluşlarının halkı yanlış bilgilendirdiğini ve menfi propaganda yaptığını iddia etti. Faytona koşulan atların maruz kaldığı kötü muameleye dikkat çekmek için kampanya yürüten Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) kendilerine postayla gönderilen bildiriyi ‘Faytoncular Odasından Haytap’a: Bizimle uğraşmayın, biz de sizle uğraşırız!’ notuyla duyurunca, konu Twitter’da en çok konuşulanlar arasına girdi ve pek çok aktivist ismin de desteğini aldı.

‘ATLARA DAİR HABERLER AFAKİ’ SAVUNMASI

HAYTAP Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat Duvar’a yaptığı açıklamada, bildirinin geçen hafta bizzat HAYTAP’ın İstanbul Ofisi’ne gönderildiğini belirtiyor. Bildiride, ‘atların mağdur edildiğine ve kötü muameleye maruz kaldığına dair haberlerin belge veya bilgiye dayanmadığı ve afakî olduğu’ öne sürülüyor. Bildiriye göre, faytoncuların faaliyetlerinin tümü yasal. Atlar özel bakım ve ilgiyle besleniyor, yine aynı ihtimamla faytona koşuluyor. Faytoncular Odası, bildiride hem STK’ların düzenlediği kampanyaların hem de ‘yanlış ve yanlı” haberlerin ‘yasal çerçeve içinde yürütülen ticari faaliyeti engelleyici bir suç olduğu’nu vurgulayıp fayton işletmecilerinin uğradığı zararın da tazmin edilmesini istiyor.

‘VEGAN OLMAYAN ÜLKELER’ MÜCADELE ETMESİN Mİ!

Dahası, bildiride ‘içinde bulduğumuz ülkenin kültüründe vejetaryen ve veganlığın olmadığı’ ifade edilmiş; bu sebeple de fayton karşıtlığının ‘beyhudeliğine’ kaanat getirilmiş: “Bazı kültürlerde vejetaryenlik ve veganlığı özendirici destekleyici ve hatta aksini yasaklayıcı yaptırımlar bulunmaktadır. İçinde bulunduğumuz ülke ve kültür dünyasında tüm hayvanlar için geçerli böyle bir yasak yoktur. Hangi tür hayvanın hangi koşullarda ne şekilde çalıştırılabileceği ya da besin malzemesi olarak ne şekilde kullanılabileceği belli alışkanlıkların ötesinde yasalar, yönetmelik ve ilgili mevzuatta tanımlanmıştır.”

Sanıyorum ki burada dini ya da kültürel sebeplerle et yemeyen toplumlar kast ediliyor… Fakat bu, fayton karşıtlığı için çok geçerli bir ölçüt olmasa gerek. Eğer öyle olsaydı, dini ya da kültürel değerlerinde vejetaryenlik yahut veganlık olmayan pek çok ülkede atların çalıştırılmasına karşı bir mücadeleden söz edilemezdi…

FAYTONCULAR ODASINDA KAPIYI AÇAN YOK

İlk olarak telefonla ulaşmaya çalıştığım Faytoncular Odası’ndan yanıt alamayınca, sorularımı sormak için Büyükada’nın yolunu tuttum. Fakat kapıyı açan olmadı. Faytoncular Odası ile konuşma isteğim hâlâ geçerli. Belki, bu haberden sonra dönüş yapıp yayınladıkları bildiriyle ilgili sorularıma yanıt verirler.

‘FAYTONLAR KADEMELİ OLARAK KALDIRILSIN’

 

HAYTAP’ın çözüm önerisiyse şu: Faytonlar kademeli olarak kaldırılsın ve yerine elektrikli fayton konulsun.

Faytonlarla ilgili bütün sorumluluk İSPARK ve UKOME (Ulaşım Koordinasyon Merkezi)’ye ait. Dört yıl önce UKOM’nin hazırladığı raporda atların sağlık, bakım ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmadığına ve atların yüzde 30’nun barınaklardan yoksun olduğuna dikkat çekilmişti. Ayrıca, adalardaki faytonların turistik ve nostaljik bir araç olmanın ötesinde toplu ulaşım aracı olarak kullanıldığı da belirtilmişti.

İBB’DEN YANIT YOK

Rapor doğrultusunda Büyükada, Heybeliada ve Burgazada’da 40 adet elektrikli faytonun faaliyete başlayacağı ve atlı fayton sayısının azaltılacağı duyurulmuştu. Fakat bu karar İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Adalar Belediyesi arasındaki anlaşmazlık sebebiyle uygulanamadı. Elektrikli faytona geçişle ilgili son durumu öğrenmek için iletişime geçtiğim İBB, konuyla ilgili henüz bir açıklama yapamayacaklarını söyledi ve sorularımı yanıtsız bıraktı.

ELEKTRİKLİ FAYTON HAYAL DEĞİL

Elektrikli faytona kademeli geçiş projesi için harekete geçen Referans Otomotiv, 2008 yılında Fayoto markası altında ilk yerli elektrikli faytonu üretmiş. Firma yetkilisi İbrahim Övünç Mertoğlu hem Adalar Belediyesi hem de İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin elektrikli faytona büyük ilgi gösterdiğini söylüyor. Hatta üretilen elektrikli faytonlardan biri, bir dönem Adalar Belediye Başkanı’nın makam aracı olarak da kullanılmış. Mertoğlu, Adalar Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki sorunlar nedeniyle elektrikli faytona geçiş projesinin gerçekleşmediğini ve bu projeyle ilgili çeşitli kamu kuruluşlarıyla görüşmelerini sürdürdüklerini söylüyor.

ELEKTRİKLİ SİSTEM KULLANICI İÇİN MALİYET 

Altı saatlik sarjla yaklaşık 70 km yol alabilen Fayoto, saatte 40 kilometre hızla gidiyor. Nostalji düşkünleri için tasarlanmış fener tipinde LED aydınlatma sistemiyle gece sürüşleri için de elverişli. Mertoğlu, elektrikli faytonun ekonomik faydalarını şöyle sıralıyor: “Elektrikli faytonda at olmadığı için veteriner, barınak, yem, ilaç gibi masraflar ortadan kalkıyor ve orta vadede kendini amorti ediyor. Çünkü elektrikli sistemin kullanıcıya hiçbir maliyeti yok.”

YATIRIM MALİYETİNİ İKİ SENEDE ÇIKARIYOR

Seri üretimi söz konusu olmayan elektrikli faytonlar tamamen el işçiliğiyle sekiz kişi tarafından yaklaşık 30 gün gibi bir sürede üretiliyor. Atlı faytona oranla ilk yatırım maliyeti daha yüksek olsa da, kullanım süresi dahilinde hiçbir malzemeye gerek duyulmadığı için yatırım maliyetini yaklaşık iki sene içerisinde amorti ediyor.

‘PRESTİJE ZARAR’

Mertoğlu; Ankara, Bursa, Gaziantep, İstanbul ve İzmir Tirebolu Belediyelerinin elektrikli fayton kullandığını ifade ediyor ve şöyle diyor: “Atların günümüzde iş gücü olarak kullanılması ve ilkel şartlarda yaşatılması hem adaların hem de İstanbul’un prestijine zarar veriyor. Adalarda sembolik olarak belirli sayıda atlı fayton ile elektrikli faytonun aynı anda hizmet vermesi sorunları çözebilir. Bu konuda İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ile temaslarımız devam ediyor, fakat henüz bir karar verilmiş değil.”

YURTDIŞINDA DURUM NASIL?

Adaların dar ve yokuşlu caddelerinde yaz kış demeden koşan atlar, özellikle sıcak yaz günlerinde çatlayarak ölüyor. Kulağa korkunç gelse de gerçek bu. Adalardaki atlar, Avrupa’daki örneklerinden farklı olarak düz bir zeminde ya da kısa mesafeler arasında yol almıyor. Yokuş yukarı çok ağır bir yük taşıyor ve uzun bir mesafe kat ediyorlar.

HER YIL EN AZ 400 AT ÖLÜYOR

‘Faytona Binme-Atlar Ölüyor’ kampanyasının yürütücülerine göre, adalarda her yıl en az 400 at fazla çalıştırılma, kötü muamele ve fayton kazalarında yaşamını yitiriyor. Çeşitli reformlarla atların çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi çözüm önerileri bir yana, bir hayvanın üzerinden para kazanmak da başlı başına bir sorun… Kanada Montreal’de turistik amaçla kısa mesafelerde ‘iyi’ muamele gören atlarla kullanılan faytonlar, hayvan hakları savunucularının yürüttüğü kampanyayla kaldırıldı. Karar bir yıl sonra yeniden değerlendirilecek ve faytonların trafiğe çıkıp çıkmayacağına karar verilecek.

Atların yokuş yukarı yollarda devasa bir yük taşımasının nostaljik heveslerle de, ‘ekmek parası‘ söylemiyle de aklanamayacağı artık sır değil. Tıngır mıngır nostaljik zevkin altında yatan katmerli bir acı var. Ve bu acı ‘afakî‘ olmaktan son derece uzak! 21/8/2016

GAZETE DUVAR