BEKİR COŞKUN KÖŞESİ

Çiçek Dağı’nda vururlar bizi...

Tıbbi laboratuvarda çalışan okurumla karşılaştığımızda bir süre bana öyle baktı…

“Düzelmişsiniz” dedi…

“Ne bakımdan?” dedim…

“Bizi korkuttunuz…”

“Ne yaptım?..”

“Öyle demeyin, testler sonunda o değerlere düşmüş bir bünyenin yaşama şansı asla yoktu” derken, ben olup olmadığımı sanki tekrar tekrar kontrol etti…

*

Bir iki mesaj da gelmişti bu anlamda, tıp kurumlarında çalışan kimi okurlarım “onları korkuttuğumu, çok şükür düzeldiğimi” söylüyorlardı, hatta “Yazı yazdığınıza göre ölümden döndünüz demek“ diyen bile vardı…

Mesele anlaşıldı:

Laboratuvarlar hayvanlarla ilgili tahlilleri yapmıyorlar… Çaresiz kalan canım Andree kuş, kedi ve köpeklerinin laboratuvar tahlillerini benim adımla yaptırmış…

“Hasta adı; Bekir Coşkun…”

Sağ olsun…

*

Terminalde karşılaştığım laborant:

“Bekir Bey, lökosidiniz ancak bir kuşta olabilecek değerdeydi…”

“Kötü yani…”

“Evet, bir tek tavuklarda olur…”

Evet, bir tek tavuklarda olur…

“…..!”

“Albümininiz normaldi ama, o çok iyi…”

“……!”

*

Kimi zaman kedi, kimi zaman köpek değerlerim oldu anlaşılan…

Tüy dökülmem bile var…

*

Olsun…

O nasıl sevgidir; bir hayvanı yaşatmak için böyle her yolu dener, yollara düşer, başaramazsa saçını başını yolar…

Tebrik ettim Andree‘yi…

*
Bedelidir sevginin…

Kafeste tavşan olursun…

Anne kedi olursun, peşinde koşarsın bebeklerinin…

Uludere'de katır, Mamak çöplüğünde bir hasta çomar, Batı Akdeniz kumsallarında fok, Karadeniz ormanlarında ayı…

Göç zamanı kuzenleri bekler gibi bekleriz leylekleri…

Lafı mı olur, kağıt üzerinde “Tekir”in yerine ”Bekir“ olmuşsun…

Seyfe Gölü'nde flamingo oluruz… Taş kahvenin kırlangıçları, Kuğulu Park'ın kuğuları…

Sokak köpeğiyiz çoğu zaman, bir gece vakti çığlıklarımız yükselir, Bodrum'da ya da Tuzla'da almışlardır canımızı…

Konya Ovası'nda vaşak oluruz, kurt oluruz, kimi zaman yunus…

Böyledir bu sevgi…

Kınalı keklik oluruz Çiçek Dağı'nda, her eylülde vururlar bizi…