PARLAMENTODA HAYTAP OLARAK NELER YAPIYORUZ ?

YASA DEĞİŞİKLİĞİ GÖRÜŞMELERİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili açıklama

HAYTAP, Parlamentoda görevli temsilcileriyle on dört yıldır bu kanun değişikliğinin en yakın takipçisi ve savunucusu olmuştur.  Geçen seneler, yüksek bir ciddiyet ve sorumluluk bilinciyle yapılan başarılı çalışmalar temsilcilerimizi randevu talep eden konumdan, devletin en üst makamları tarafından görüşme talep edilen sivil toplum temsilcileri konumuna getirmiştir.

Bu bağlamda, yeni yasama yılında kanun çalışmalarına start verildiği andan itibaren temsilcilerimiz gerek AK PARTİ Genel Merkezde bu konuda görevlendirilmiş bir çalışma grubuyla gerek muhalefet partileriyle ve gerekse de Çevre Komisyonu üyeleriyle sürekli dirsek teması ve toplantı hâlindedir. Yaşam hakkını her türlü siyasi görüşün üstünde tutan ekibimiz görüşmelerde kanun değişikliğiyle ilgili bütün partilerden aynı derecede destek almaktadır.

Kanun yapım aşamalarına ve konunun on dört yıllık tarihçesine hâkim olan temsilcilerimiz şu konularda en yetkili ağızlardan kesin olarak söz almıştır:

1) 5199 sayılı Kanun’daki kısırlaştır, aşılat, alındığı yere bırak ilkesi kesinlikle korunacak.

2) Kati surette yasaya tehlikeli ırk kavramı girmeyecek, tehlikeli hayvan sahiplerine (hayvan dövüştüren şahıslara vs) cezai yaptırım uygulanacak.

3) Yasa kabahatler kanunu kapsamından çıkıp cezai hükümler kapsamına alınacaktır.

Müzakereler aşamasında, yine, kamuoyuyla paylaşılmayan, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan taslak tarafımıza iletilmiş olup bununla ilgili taleplerimiz karşılaştırmalı bir raporla konudan sorumlu milletvekillerine sunulmuş ve büyük oranda kabul görmüştür.

Yasa değişikliği teklifi iki günde yapılabilecek değil çok uzun süreli bir yolculuktur. (http://www.haytap.org/tr?option=com_content&view=article&id=5280:hayvanlar-koruma-yasasnda-kronolojik-olarak-katedilen-yol&catid=212:parlementodan&Itemid=6628 )  Her bakanın, her danışmanın, her genel müdürün görüşü farklı farklıdır, bu kişileri bir arada toplayıp asgari müştereklere ikna etmek de ayrı bir diplomasi ve lobicilik trafiği gerekir.

Yasa tekliflerinin görüşmelerinin nasıl hazırlandığını dahi bilmeyen ama çok konuşup şov yapan kişilerin de hayvanların hakkını savunmaya çalışması çok acıdır. Görüşmelerde veteriner hekim, hatta işi bilen bir hukukçunun  bile olmadığı, grupların,  kafalarına göre Meclise, bakanlıklara gidip rezillik çıkarıp sonra da toplantı usulünü bilmemelerinden ötürü kabul görmemeleri, taleplerinin reddedilmesi ne ilk yaşanan bir olaydır ne de son olacaktır.  Türkçe konuşmayı bile beceremeyen, oturmasını kalkmasını, giyinmesini bilmeyen dernekçilerin (!) böyle bir temsil hakkı olmadığının devletin en üst düzeyi hep farkındadır.

Bu arkadaşlarımız şunu hâlâ görememektedir: Bu gibi fevri davranışlarda bulunanlar için artık bakanlıklarda, meclisten gaz alma, sırtlarını sıvazlama ekipleri kurulmuştur. Yasa değişikliği gibi önemli bir konuda çay içmeye gider gibi istediklerini dayatamayacaklarını hâlâ öğrenememeleri de acıdır. Her çalışmanın bir usulü vardır. Yasa değişikliği ile ilgili olarak bugüne kadar bir aşamaya gelinmiştir. Hatta kimsenin görüşü alınmadığını iddia ettikleri resmî tutanaklardan bile habersizdirler. Ses kayıtlarını, görüşmelerde neler konuşulduğunu merak edenler linke bakabilir. Komisyon yeniden başlamak yerine önceki birikimlerin üzerine çalışmalarına devam etmektedir. (http://www.haytap.org/tr?option=com_content&view=article&id=5345:hayvanlar-koruma-yasas-24-nisan-2014-tarihli-tbmm-toplants-ses-kaytlar-tapesi&catid=212:parlementodan&Itemid=6628   ya dahttp://www.haytap.org/tr?option=com_content&view=article&id=5345:hayvanlar-koruma-yasas-24-nisan-2014-tarihli-tbmm-toplants-ses-kaytlar-tapesi&catid=212:parlementodan&Itemid=6628)

Fakat konu hakkında hiçbir şey bilmeyenleri aldatmak kolaydır. Bunun avantajından faydalanıp gerçekten çalışan insanları değersizleştirmenin, kamuoyunu ise delili bile olmayan görsellerle yanıltıp panik algısı yaratmanın çok ilkel bir tutum olduğunu aklı başında olan herkesin artık anlaması gerekir.

Halbuki aynı yasa görüşmeleri hâlen devam etmektedir, ortada kesinleşen bir metin yoktur ve mevcut görüşmelerde insanların  evinden hayvanların alınması, yasanın mevcut 6. maddesinin değiştirilmesi gibi insanları korkutacak maddeler değil, pet shopların kapatılması, savcılara re’sen kovuşturma yetkisi, kamu görevlisinin daha fazla ceza alması, hayvanat bahçeleri ve yunus parklarına izin verilmemesi gibi konular tartışılmakta, özellikle bu konuda ikna çabaları devam etmektedir. Kabahatler kanundan çıkan yasa tasarısındaki yıllardır talep ettiğimiz asgari iki yıllık süre hukuki nedenlerden dolayı 4 ay hapisle sınırlı kalmaktadır.  Hukukçu olmayan kağıt üstü derneğe bunu anlatıp öğretebilmenin zorluğu bir yana, kafanıza göre “On yıl ceza olsun, yetmez yirmi yıl olsun.” diyerek de yasa teklifi sunamazsınız.

Diğer yandan, iddia edildiği gibi belediye başkanlarının cezalandırılması milletvekili gibi dokunulmazlıkları olduğundan zaten teknik olarak mümkün değildir. Ya da basit bir idari kurum olan tarım orman müdürlüklerinin belediye başkanına idari ceza vermesi de tam anlamıyla bir hayaldir. Hiçbir memur böyle bir riski alıp da elinde yetki olsa bile bir siyasiye karşı bu yetkiyi kullanıp doğuya ya da aşağı göreve sürülme riskine bile bile lades demez.

Ya da bir belediyenin ceza hukuku bakımından mahkemelerde cezalandırılamayacağını iyi bir hukukçu zaten bilir.

Tüm bunlardan daha vahimi protesto yapılması için facebook/instagram görselleri ile halkı korku ve paniğe sürüklemek ne ilk ne de son olacaktır. Fakat asıl vahim olanı şudur ki, kimse protesto edeceği metni, taslağı sormadan, neyi bile protesto edeceğini bilmeden galeyana gelmektedir. Bu çağrılardan etkilenen hiçbir kimse, tek bir kişi bile taslak metnin nerede olduğunu, ne olduğunu sormamaktadır, bunu paylaşmamaktadır.

Son yıllarda moda olan bir gelişme de büyük büyük, çok büyük insanlar olduğunu, kalabalıklar olduğunu anlatmak için kelime oyunları yapılmasıdır. “Kitesel hareketi” , “konfederasyonumuz”  , “büyük yürüyüş” , “yüksek katılımlı çalıştay”,  “delegasyon”  vs vs vs gibi... Oysa son yıllarda kâğıt üstünde onlarca federasyon kurulmuştur lakin içleri boştur. Yüzlerce dernek adı sayılsa da bu dernekler -komiktir- neredeyse bölünerek çoğaldıklarından tek kişiden oluşmaktadır. Hiçbirinin adresi, muhatabı, sekretaryası, alternatif yasa teklifi dahi yoktur.  Ama hepsinin facebook/twitter hesabı vardır. Bölünerek çoğalmakta, özünde herkes dedikodu ve birbiriyle rekabet için yarışmakta, yasa görüşmelerini bu ruh hâliyle yapmaya çalışmakta olan bu insanlar toplantılarda usulüne uygun davranamayınca da artık isim olarak mimlenen bu kişiler için acıdır ama gaz alma odaları kurulmuştur.  Oysa tartışmalar, görüşmeler başka şekilde devam etmektedir.

24’üncü Dönemde havyan hakları savunucuları tarafından büyük bir sevinçle karşılanan, Komisyondan geçen ama Genel Kurula gelemeden kadük olan metinden geriye düşülmeyeceği, hatta onun ötesine geçilmeye yani eksik kalan taleplerimizin de karşılanmaya çalışılacağı da partinin üst düzey yetkilileri tarafından tarafımıza bildirilmiştir.

Dolayısıyla, yasa değişikliği ile ilgili olarak yapılması düşünülen basın açıklamaları ya da protestolara elimizde buna dair tartışılabilecek herhangi bir delil, belge, karar, taslak metin olmadığı için, sadece sosyal medyadaki bilgi kirliliğine dayanarak katılmayacağımızı bildirmek isteriz.

Konunun en yakın takipçisi olan Federasyonumuz kanun yapım sürecinde aksi bir durumla karşılaştığında her türlü protesto gösterisini düzenlemekten geri durmayacaktır fakat ortada hiçbir somut neden yokken sadece, sosyal medya kahramanı olmak isteyen, oturmayı, kalkmayı, konuşmayı, giyinmeyi bilmeyen, kanun yapım süreci konusunda bilgisiz bir iki niteliksiz hayvanseverin yarattığı bilgi kirliliğiyle hareket etmeyecek kadar da farklı bir konumda olduğumuzu bilmenizi isteriz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 1/11/2018

HAYVANLARI HAYVANSEVERLERDEN KORUMA  DERNEĞİ  (SİNCAP )

HAYTAP ( üye derneğidir )

www.sincapdernegi.org

www.haytap.org