DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

Belediyeler Neden Cezalandırılamaz?

Hayvanları zehirleyip öldüren , bakımevlerinde açlık ve susuzluğa mahkum eden hatta yapmaları gereken görevi yerine getirmediği için sahipsiz hayvanların bunca eziyet çekmesine neden olan kurumların başında belediyeler gelir.

 

Bir çok toplumsal infial yaratan olayın arkasında da belediye başkanlarının vurdum duymazlığı ve ondan cesaret alan alttaki personelin kayıtsızlığı herkesçe bilinir.

Dolayısıyla bundan dolayı bir olay meydana geldiğinde herkes öncelikle "belediyenin" cezalandırılmasını ister. Fakat ceza hukuku gereği bir tüzel kişinin cezalandırılması söz konusu değildir. Tüzel kişi için savcılığın kamu dava açması mümkün değildir. Yani siz bir şirketin , bir belediyenin , bir derneğin ceza alması için  örneğin cezalandırılması ya da tutuklanması için suç duyurusunda bulunsanız bile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar çıkacaktır. Çünkü tüzel kişiyi gerçek kişi gibi örneğin hapse atamazsınız ya da bir suçu sabit olsa bile sabıkasına işleyemezsiniz. Cezalandırılacak kişi ancak gerçek kişi olabilir..Bir insan ceza alabilir. Tüzel kişilik ceza alamaz.

 

Madem öyle , o zaman belediyeyi temsilen belediye başkanı cezalandırılsın diyebilirsiniz. Çünkü yasa dışı emri veren belediye tüzel kişiliği olmasa da onun adına hareket eden belediye başkanı yargıç karşısına çıksın diyebilirsiniz. Elinizde onca kanıt belge olmasına rağmen içinizdeki adalet duygusunun tatmin olmasını istersiniz. Fakat bu durumda da karşınıza belediye başkanlarının milletvekilleri gibi dokunulmazlık zırhında olduğu gerçeği ile karşılaşırsınız. Bir belediye başkanın görevinin kesintiye uğramaması için konulmuş bir kuraldır bu. Belediye başkanının  gerçek kişi ( insan ) olması durumu kurtarmaz. Ancak İçişleri bakanlığının özel izni ile başkan hakkında soruşturma açılabilir. Söz konusu olan hayvan olduğu için gerçekçi olmak gerekirse elinizde ne kadar delil olursa olsun bir belediye başkanı yüzlerce hayanı zehirledi ya da bakımevine ödenek ayrılmadı diye ceza alması için bakanlığın izin vermesi mümkün değildir.

 

O zaman geriye kim kalıyorki cezalandırılacak diye soru takılıyor insanın aklına

 

Bizim teklifimiz belediye başkanı gibi dokunulmazlık zırhında olmayan ama sonuçta ona tabi olan personelin cezalandırılması yönünde . ( başkan yardımcısı , ona bağlı alt kademe personeller ) Sonuçta ,  gerçek kişilere karşı suç duyurusunda bulunulduğu zaman savcılık dava açabileceği gibi mahkeme tutuklamaya kadar gidebilecek emsal karar oluşturabilir. Başkanın  vermiş olduğu emirden onun adamları eğer sistemden çekip alınırsa başkan da cezalandırılmış olur. Çünkü ona son derece sadık olan birimleri yargıda mahkum etmeniz demek , başkanın da kamuoyu önünde rezil olması demektir.

Alt birimler başkanın emri dışında gık bile diyemezler , kendi kafalarına göre hareket edemezler. Ama mahkumiyeti onlar alınca herkes bilir kimin hayvancıkların dağa taşa atılması emrini verdiğini , herkes bilir kimin hayvanların zehirlenmesi talimatını verdiğini.

 

Bizim Haytap olarak sunduğumuz teklif hep aşağıdaki gibi oldu :

 

 

(Ek Madde)·

Bu cürümün kamu görevini yerine getirenler tarafından·işlenmesi

Madde 28/A -·İşbu kanundaki yasaklara karşı hareket eden kişiler, bu kamu görevini ifa ederken ya da bu sıfat altında yapmışsa veyahut azmettirmiş ya da doğrudan veya dolaylı sözlü ya da yazılı emir vermişse, verilen hapis cezaları ve idari cezaları bir misli arttırılır.

 

Şimdiye  kadar kabul edilmese de bu teklifteki maddenin arkasında durmak ve bunu savunmak daha gerçekçi . Aksi takdirde sadece beleidyeler cezalandırılsın demek teknik olarak adalet bakanlığının engeline takılacak meclis genel kuruluna yasa tasarısı olarak bile gelemeyecektir. Çünkü istenilen durum doğru şekilde ifade edilememektedir.

Belediyelere bir şekilde idari para cezası verildiğinde de , ödenecek olası parayı da zaten belediye başkanı kendi cebinden vermeyecektir , altındaki lüks araba görevden alınmayacak , maaşına kesinti gelmeyecektir. Para cezasını ödeyen yine belediyenin kendi bütçesinden olacağından ceza aslında vatandaşın cebinden çıkan verginin ödenmesi şeklinde olacaktırki son derece etkisiz bir yoldur. Talimatı veren beleidye başkanı olsa bile yaptırımından sonuçta belediye bütçesi etkilenmektedir. Devletin bir cebinden çıkan para diğer cebine girmesi murad edilen amaç değildir. Murad edilen belediyenin bu cezadan etkilenerek görevini layıkıyla en azından bundan sonraki süreç için yapması hatta bu cezanın kamuoyunda yankı bularak diğer belediyelere de emsal teşkil etmesidir.

O zaman belediyeler cezalandırılsın diye sağa sola yazmak aslında suya yazı yazmak boşa tepinmek enerjinin de yine doğru kanallara aktarılmadığı için boşa harcanmasından öte bir çaba değildir.14.05.2020