DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

Sadece Kabahatler Kanunu mu Derdimiz ?

Hayvanlara uygulanan her türlü şiddet eyleminin maalesef mahkemelere intikal etmediğini dolayısıyla , bundan dolayı mahkemece ceza alamayan kişilerin sabıka kayıtlarına bu suçun işlenmediğini defalarca anlatmıştık.

Fakat sadece derdimiz hayvanları koruma kanunun kabahatler kanunu kapsamında olması değilki.

Ah biz insanlar .

Ah biz hukukçular.

Daha neler yapıyoruz neler bu vefalı dostlarımıza siz bilmezsiniz. Yasanın en büyük eksikliklerinden birisi de kolluk güçlerinin kendiliğinden  harekete geçmemesi ve dolayısıyla savcıların da re’sen , herhangi bir şikayet olmaksızın dava açmasının yolunun da kapalı olması. Yani onlar için dava açılabilmesi için , kabahatler kanunu engeli aşılsa bile muhakkak bir şikayet mi olması gerekecek ?

Belki eziyet gören hayvancağız sahipsiz , belki terkedilmiş. Onun adına hareket edecek bir sahibi yok. Onun hakkını savunacak onun adına kamu davası açacak ,soruşturma ile ilgili ifade alacak kolluk kuvvetleri tepkisiz mi kalmalı bu duyarsızlığa. İfade bile almamalı mı ?

Bir polisin bile huzuruna gittiğinizde “ bunca işin gücün arasında bir de beni hayvanla haşeratla uğraştırma beyim” demesi ülkemiz için yakışık alıyor mu ?

Eğer yasa ile savcılara kendiliğinden kovuşturma yetkisi vermezsek nasıl yüzümüzün akıyla bakabileceğiz kendilerini savunamayan dostlarımıza?

Dilleri olmayan dertlerini hastalıklarını maruz kaldıkları işkenceyi bile anlatamayan dostlarımızla nasıl göz göze geleceğiz onlarla ?

Ah biz insanlar ..ah ..ah ..ah !

HABERTURK GAZETESİ
25/09/2010