DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

Yeni Anayasada Hayvan Haklarına İlişkin Nasıl Bir Düzenleme Olmalı ?

Anayasa, bir devletin hangi esaslara göre yönetileceğini belirten mutlak yasa metnidir. Anayasanın diğer yasalardan en önemli farkı vatandaşları direk olarak değil dolaylı yoldan etkilemesidir. Çünkü anayasanın asıl muhatapları vatandaşlar ( yönetilenler ) değil , devletin kamu kurumları , siyasiler , bürokratlar , devletin memurlarıdır.

Onların yönetim tarzı da vatandaşı etkiler.

Örneğin türbanın yasak olması anayasanın görevi değil , diğer alt yasaların konusudur. Anayasa ise ortaya koyduğu temel direktifler ile bu yasaların hangi doğrultuda ve ana eksende olmasına karar verir.Yani, parlamentoda kabul edilen hiçbir yasa, anayasaya aykırı olarak çıkamaz. Çıkarsa , yapılan başvuru üzerine Anayasa mahkemesince iptal edilir. Parlamentodan çıkarılan tüm yasalar anayasa ile uyumlu olmak zorundadır. Aslında anayasa tüm yasaların anası gibi değerlendirilmelidir. Buna hiçbir evlat da anasından farklı bir doğrultuda gelişip büyüyemez diyebiliriz.

İlk anayasamız 1876 Kanuni Esasiden beri hayvan hakları ile ilgili tek bir maddenin olmaması , Türkiye’nin bu konuda duyarlılık ve gelişim sürecinin bu konuda hassas olmadığını da gösterir denilebilir. Ya da Cumhuriyet Devrimlerine sadık kalınarak gelişmelerimiz , devrimlerimiz kendi içindeki evrimle yeniden yapılandırılabilse , demokrasimiz darbelerle kesintiye uğratılmasa, daha 20. yy’ın ikinci yarısında anayasamıza hayvan haklarının da girmesi beklenebilirdi.

Tiyatroyu , operayı , baleyi , çok sesli müziği , köy enstitülerinin eğitim kültürünü , heykelleri , batı ve doğunun antikiteden gelen klasik edebiyatını programına almış devrim hükümetlerinin hayvan haklarını çevre haklarını ele almaması zaten beklenemezdi. Ancak devamlı demokratik hayatımıza yapılan geleneksel müdaheleler hayvan haklarının da sanıyorum ele alınmasını hep erteledi diye düşünüyorum.

Gelgelelim bilinen karşı devrimci yapılanmalar , Cumhuriyet devrimlerine karşı toplumda geliştirilen yalan yanlış refleks bir çok konuda uygar dünyadan geri kalmamıza , hatta kendi kendimize gelişmemize engel olduğunu itiraf edelim.

O nedenle 21. yy’da en geniş mutabakatla Türkiye için yapılacak yeni anasayanın içinde HAYVAN HAKLARI maddesinin bağımsız olarak bulunmasının sanırım artık zamanı geldi. Yani çevre hakkı maddesi içinde olması düşünülebilecek bir cümlenin  açıkçası, ayrı bir madde şeklinde düzenlemesini özellikle talep ediyorum.

Son yıllarda genelde hayvan hakları ile ilgili çorbada tuzu olmasını  isteyen bir çok kurumda şunu gözlemliyoruz. Bununla ilgili kurulan komisyonlar , siyasi partilerin çalışma programları içindeki gruplar, üniversitelerdeki kulüpler hep çevre hakkı altında kurulan başka ana bir gruba bağlı olarak çalışmakta , çevre komisyonları içinde hayvan hakları ele alınmakta . Hayvan haklarının , tali madde ya da tali gruplar içine konulması bile bu konuda cesaretimizin olmadığını göstermekte. Lokomotif görevi görebilecek , zeki insanlar bulunduğunda da yani hayvan haklarını gündeme taşıyacak insanı bulduğunda da alıp başına giden çok stk olduğu da açık. Nitekim İstanbul Barosu’nda hayvan haklarının ilk temellerinin kurulması için o dönemdeki yönetim kuruluna başvuru yaptığımızda bile ilk birkaç yıl hayvan hakları grubu yoktu ve olan da çevre komisyonu içine alınmıştı , sonraki yıllarda  istemkar ısrarlarımız karşısında çevre komisyonundan bağımsızlığını kazanıp ayrı bir hayvan hakları komisyonu oluştu ve yavaş yavaş da halen çok etkin olmasa da diğer barolara da bu bağımsılık yansıdı. Benzer süreç siyasi partilerde de , üniversite kulüplerinde de olduğunu görüyoruz.

Konuya dönecek olursak , o zaman yeni anayasada da hayvan hakları ile ilgili bu bağımsız maddenin olmasını , ( yani hayvan haklarının müstakil olarak eklenmesini ) artık yerinmeden , çekinmeden , korkmadan cesaretle canı gönülden talep ediyorum. Bugüne kadar hayvan hakları ile hangi konuda cesaretli adım attıysam ( içini doldurmak ve hukuki kısımlarını doğru insanlara anlatmak kaydıyla ) hiçbirinde yarı yolda kalmadım ve kitleler bir çok fikre sahip çıktı benimsedi aldı götürdü.

Yani açık açık HAYVAN HAKLARI başlığını bu işin içinde yıllardan beri olan devamlı kurcalayan , bu ülkenin hayvan haklarının geleceğinde de her daim olacak  bir hukukçu kimliğimle yeni anayasada  artık görmek istiyorum.Peki bağımsız madde başlığı olması yeterli mi ?

Tabii ki değil.

Beni bilenler bilir. Asla verilenle yetinmem daha fazlasını isterim. Çünkü söz konusu olan yasalar olunca geleceği de düşünmek gerekir. Fakat bu durum mevcut realiteyi de ötelememek gerektiğini bilirim ve uçuk kaçık düşünüş tarzlarını da yumuşatıp harmanlamaya çalışırım.

O zaman nasıl bir madde olmalı ?İçeriği ne getirmeli ?

Çevre hakları için mevcut anayasadaki gibi ayrı bağımsız madde gelmesine , onun muhafaza edilmesine şüphe yok. Ancak çevre hakkı maddesi içine Doğal hayat kavramını kesinlikle anayasa metni içine sokmak gerekiyor. Aksi takdirde fifili sadece kendi hayvanları seven insanlar kulübüne üye olmamız kaçınılmaz. Yani ayısından , kirpisine , karıncasından ulu ağaçlara ve göl havzalarına kadar nefes almamıza yardım eden , toprağa karışmamıza neden olan herşey doğal hayat.

MADDE ... : ÇEVRE HAKKI

Devlet doğal hayatı ve hayvanları korur ve gerekli tedbirleri alır .


demek şart. Doğal hayatı vurgulamak ve devlete yükümlülük ve ödev vermek , sorumluluk yukmak   sine qua non !  (  olmazsa olmaz )

YA HAYVAN HAKLARI MADDESİ ?

Hayvan hakları bahsine gelecek olursak . Bizler için meşhur  denebilecek 5199 sayılı hayvanları koruma yasasında maalesef ısrarlı bir şekilde “ev ve süs hayvanlarından” bahsedilse de , TÜM HAYVANLAR kelimesi 4. Maddede yasa kapsamına henüz girmese de , aynı hatanın tüm yasaları kapsayan , ana-yasa olan hukuk düzenimizde mutlaka ve mutlaka evcil hayvalar dışındaki yaban hayvanlarını da kapsaması şart olduğunu herkes hemfikir olmalı. Aksi bir düşünüş bizi kedi –köpek peretstliğe yaklaştıracak ve dünyanın dilinde , akıllı vatandaşın zikrinde  alaylara neden olacağı ise açık.

En büyük sıkıntımızın ise hayvan sevgisini dayatmak olmadığını açıkça söyleyelim.Herkesin hayvan sevmesini beklemek , korkmamasına zorlamak gibi derdimiz de olmadığına göre en büyük sıkıntımızın hayvanlara yapılan eziyet olduğunu belirtmeli.

Yani, mevcut yasaların yetersiz olması ve bunu uygulayan devlet kurumlarının yasaları bile uygulamamak için uyku moduna geçmeleri ve yasaları uygulamak istememeleri. ( Hatta hayvanseverlere karşı bile hayvanların hakkını koruyan bir yasa ! )

O zaman öyle bir cümle kuralımki ( anayasalarda uzun uzun paragraflarca açıklama yapılmaz ya da detaya girilmez , genel kapsayıcı bir ifade kullanılır ) hayvanlara eziyet  ve kötü muameleler de diğer yasaları da kapsayacak şekilde olsun , onlara yön versin.

Eh bu kadar açıklamadan sonra ben yeni maddeyi yazmaya hazırım .

MADDE.... : HAYVAN HAKLARI

Devlet hem yabani hem de evcil hayvan haklarını korur , hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele yapılmamasını güvence altına alır.

Ne dersiniz ? Basit ama şık olmadı mı ?

Anımsatayım , istemimiz yerinde görülürse Cumhuriyet tarihimizde ilk defa girecek anayasaya  hayvan hakları ile ilgili bir madde

Oy verenler ?

Galkan barmahları hele bi görem….01/07/2013

 

 

 

 

Posta gazetesinde 29.10.2013 tarihinde bu konuda çıkan haber ile ilgili olarak lütfen buraya tıklayın

  • Yeni Anayasada Hayvan Haklarına İlişkin Nasıl Bir Düzenleme Olmalı ?
  • Yeni Anayasada Hayvan Haklarına İlişkin Nasıl Bir Düzenleme Olmalı ?