DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

HAYVAN POLİSİ

İşin içinde bizim kadar olmayanlar bilemezler , tahmin bile edemezler. Türkiye’de  hayvan hakları ihlalleri o kadar yoğun ve şiddetli boyutlarda oluyorki , bu işi kurum olarak yapmak için üstlenen devletin kurumları da gelen ihbarlara yetişememekten kilitlenmiş durumda

Geçen yıl Orman ve Su işleri bakanlığı hayvan hakları ihlalleri için  kendi şahsi emaillerine gelen ihbarlardan kurtulmak ve bu işi düzene bağlamak için vatandaşlar için hayvanhaklari@ormansu.gov.tr adlı bir yeni e- posta adresi oluşturdu. Ama onunla da başa çıkamadı.

Hayvan ihlalinde başvuracak makam, arayacak telefon, emaillerine bakacak bir yetkili bulamayan vatandaş çaresizlik içinde deli gibi itfaiyeden muhtarlığa ,derneklerden tarım ve  orman bakanlığı il  müdürlüklerine , belediyelerden medyaya kadar herkesi arıyor. Eposta yolluyor. Her ilçede kasabada kentte hayvanlara  inanılmaz derecede eziyet var . İnanmayacaksınız ama  bunların ancak binde biri medyada gündem arasında kendisine yer buluyor. Kamuoyunda infial yaratması ya da yaşanan olayın benzer katliamlardan biraz farklı olması ayrıca  Türkiye gündeminde önemli bir şey olmaması halinde gündeme giriyor.

O durumda da devletin uyuyan kurumları , bu işi yapmaları için vergilerimizden maaş alan elemanları önlerindeki kağıt işlerinden kurtulabilirlerse müdahele etmeye çalışıyorlar. Ancak samimi olarak söylemek gerekirse bu kurumlar başarılı olmadıkları gibi , bu kurumların yapması gereken işleri gönüllü olarak sınırlı bütçeyle hareket etmeye çalışan stklar daha etkin yapıyorlar. Dilekçelere verdikleri diplomatik yanıtlarla mesai dolduruyorlar.  Fiili olarak yetişemediklerinin , personel azları olduğunu , bilgili veteriner hekim istihdam etmediklerini  biliyoruz. Saat 17den sonra çalan telefona bile bakmayan bir  orman su işleri müdürlüğü ya da belediyelerin veteriner işleri müdürlüklerinin yerine stklar işbaşı yapmaya çalışıyor , vatandaştan asıl azarı da onlar işitiyorlar. Cumartesi pazarları resmi ve dini tatiller hvayanlar o süreç içinde zarar görmediklerinden emin oldukları için zaten bir beklentiniz olmaması gerekiyor.

Hayvanın eziyet gördüğünü düşünen vatandaş haklı olarak özellikle Orman Su İşleri bakanlığı ve tarım bakanlığı ve belediyelerden hizmet bekliyor. Ancak o hizmeti alamadığını görünce bu kurumlar harekete geçsin diye kendisini oyalayıp sanal imza kampanyaları ile sosyal medyada ses getireceğini düşünüyor. Bilgisizce sağa sola saldıran vatandaş da aynı enerjiyi örneğin kuvvetli bir STÖ yapılanması için ya da devletin kurumlarının çalışması için bir enerjiye vermek istemiyor. Aklına da zaten gelmiyor. Çünkü o sırada yaşamış olduğu akut sorunu acilen dindirmek istiyor . Devletin duygudan arındırılmış bürokrasiden kurtulamamış yüreği katmerleşmiş amirinden korkan , cesaretli karar alamayan memuru ile de uğraşmak istemiyor.

Fakat her halükarda acı çeken yolda yaralı olarak gördüğü hayvan ya da zehirlenen zavallılar oluyor.

Tüm bunların arkasında hayvanlara acil olarak müdahele edebilecek valilikler bünyesinde kurulmamış hayvan ve doğa polisinin olmaması yatıyor. Bu ekiplerin olması , bunların eğitilip bir an önce istihdam edilmesi  elzem bir konu desem de kimsenin bu sesi duyacağını da sanmayacak kadar da gerçekçiyim. Çünkü hayvanların acılarını dile getirebilecek dilleri maalesef yok.  Bütçemiz yok buna para ayıramayız diyen belediyelere ve bakanlıklara,  özellikle trilyonlarla oynayan büyükşehir belediyelerine nereye parayı harcayacağını o günkü siyasi konjüktöre göre belirleyen belediye başkanlarına da bir çift lafım var tabiiki : Bütçenizdeki engin paralarla hayvanat bahçelerine  , sirklere , yunus parklarına , cazibe merkezlerine yatırım yapareken eli titremeyen  bu kurumlar hayvanlara acil müdahele yetkisine sahip polis teşkilatlarını kurmanız sizleri ne kadar sarsar ?

Velev ki kurdunuz , düşünün bunun karşılığında o sessiz canlar için ne kadar ama ne kadar büyük ses getirirdiniz ! 31/01/2017

Haytap Yönetim Kurulu Başkanı

Eziyet gören hayvanlar için hayvan polisiCNN TÜRK

  • HAYVAN POLİSİ