DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

Ben Hiçbir Derneğe Üye Değilim !

Sahipsiz hayvanlara yardım etmenin iki yolu var :

Birincisi bireysel olarak ,
İkincisi sivil toplum örgütü altında kalarak
Benim kafamda olanlar ya da yıllardır yaptırmaya çalıştıklarımı takip edenler ikinci yolun yolcusu. Fakat asla sokakta kendi başına hayvan besleyenlere , ormanlara gidip onlarla yalnız kalıp mama götürenlere de karşı değilim. Aksi söylense de kimse bunu ispatlayamaz.

Fakat hele Türkiye'de , hele hayvan severlerin yoğun olduğu , herkesin fikrinin diğerine dayatmaya çalıştığı bir ortamda STÖ yönetmek inanın ülke yönetmekten daha zordur. İnsanlar arası ilişkilerden , devletin bürokrasisi ile cebelleşmek , medyaya kendinizi ( bu kadar yanlış ve pazen donla gezen insan arasında ) doğru bir şekilde anlatmak , olmayan hukuku uygulatmak hepiniz biliyorsunuz dışarıdan bakıldığı kadar kolay iş değildir.

Gelgörki , STÖ olarak çalıştığınızda bunun en büyük avantajınız yaptığınız eylemlerin kitleselleşmesi ve bireysel çalışanlara göre daha çok sesinizin çıkmasıdır. Dolayısıyla , bireysel çalışanların büyük bir kısmı övünerek zaman zaman söyledikleri " BEN HİÇBİR DERNEĞE ÜYE DEĞİLİM ! " cümlesi aslında , "Ben ekip çalışmasına , takım çalışmasına uygun değilim , devlet işlerine gelemem , mamamı verir işime bakar , dışarıyı eleştirir kendimi de gizlerim" in türkçeden türkçeye mealidir.

Bu arada yanlış derneklerle çalışmış olmak , kimi derneklerin yanlış uygulamaları , internet üzerinden dilencilik yapmaları , sosyal medyayı agresif bir şekilde kullanmaları ya da stk içindeki kişiler arasındaki ihtilaflar bu işin çinde doğru ve şeffaf şekilde kurumsallaşmaya gitmişlere tabiiki mal edilmemeli. Yanlış kişilerle derneklerle işbirliği yapmak yahut aradığınız zaman bir derneğe ulaşamamak da ben STKlarla çalışmam işte şunlar şunlar nedenleri o yüzden tek başımayım onların hepsi zaten dolandırıcı demek son derece zayıf bir savunma. Çünkü tek başınıza ne kadar yaparsanız yapın dünyayı sallayamayaz ülke gündemine makro projelerle mümkünü yok gelemezsiniz. Olsa olsa şahsi sosyal medya hesaplarınızda kendinizi tanrı/tanrıça olarak görebilirsiniz . Hepsi o. Maddi durumu yerinde ise mama verebilir , kısırlaştırma operasyonları yapabilir , yaralı hayvanları kliniğe kaldırabilirsiniz fakat örneğin yasa değişikliğinden , kamuoyu yaratmaya , hayvan haklarının diğer ihlal kanalları olan örneğin hayvanat bahçeleri , yunus parkları , sirkler , avcılık , bakanlığın işgüzar uygulamaları , dava açmak , tiyatro çalışmaları yapmak , televizyonlarda kısa film ya da gündem yaratacak çalışmalarda işte bu tek başına çalışma yapanlar asla katkı sağlayamazlar.

Haytap içinse asıl olan bu makro çalışmaları gündeme getirmektir. Çünkü yapılan iş hayvan beslemekten öte kutsal bir davanın sürdürülmesi ve  kamuoyunun harekete geçirilmesidir. 

Aşağıda bir kaç basit örnek verdiğim çalışmaları tek başına bir kişinin kendi yerel bölgesinde yapması mümkün değildir : 

 

https://www.haytap.org/tr/basinda-haytap/6-bueyuek-gazetede-haytap-tam-sayfa-ilanlarmz?anahtar=6+b%c3%bcy%c3%bck+gazetede

https://www.haytap.org/tr/parlamentodan

http://www.haytap.tv/browse-Emekli-videos-1-date.html

https://www.haytap.org/tr/haytap-a-nasil-destek-olabilirim/haytap-egitim-tiyatromuza-destek-olun

http://www.haytap.tv/browse-haytapkisafilmler-videos-1-date.html

https://www.youtube.com/watch?v=9PiYNJLBtMI

https://www.youtube.com/watch?v=Pj4Dli-yU5U

http://www.haytap.tv/simple-skin-watsons-haytap-is-birligi_f377e8f21.html

https://www.haytap.org/tr/merkez-av-komisyonu-kararnn-ptalii-ve-yueruetmenin-durdurulmas-stemi

 



Fakat asıl kızdığım nokta , STÖ çalışmasına hiçbir şekilde dahil olmayan bu kişilerin , dışarıdan bakarak ; nasıl para toplanacağından , nasıl karar alınacağına , kimlerin temsilci yapılıp , hangi bakım evlerine öncelikle ziyaret edileceğine , harcamaların öncelikle hangi konularda olacağına , yönetim kurulu toplantılarının şekli şemaline , bulunacak ofise kadar onlarca konuda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmasıdır.

Öyle an gelirki , hiçbir çalışmaya dahil olmaayn bir STÖ çalışanı bile , bir anda kimlerin dernekten çıkartılacağına karar bile verir. Halbuki dünyadan o kadar habersiz , yapılan çalışmalardan , verilen emeklerden , arka planda yaşananlardan o kadar ama o kadar uzaktır ve aylar boyunca dışarıda kalmıştırki , tercihini uzak kalmadan yana kullanmışsa artık bu kişilerin herhangi bir konuda konuşması , hele radikal kararlara imza atması bile bence tehlikelidir. Çünkü elinde doğru veri yoktur ama karar mekanizmasındaki "keyfi" sürdürmek istemektedir.

Ya STÖ dışındakiler ? Onlar da medyaya çıkmak , iki kelam etmek , parlamentoya gitmek , sanatçılarla görüşmek , afişin hangi konuda olacağına karar vermek , web sitesine hangi haberin gireceği konusunda ahkam kesmek , hangi bankalarla çalışılmasından , hangi ürünlerin standlarda bulunmasına kadar onlarca konu hakkında fikir sahibi olma cürretini gösterirler.

Eeeeeee...hani " ben hiçbir derneğe üye değilim..!" diye , sanki marifetmiş gibi ortalıkta gezinip , fbooklarda tivitırlarda caka satıyordun , milleti de örgütlenme hevesinden caydırıyordun ?

Madem bu kadar meraklısın , gel içine gir STÖ çalışmasının içine , gör belayı , ondan sonra bu kritik konular hakkında karar alırken bile emin ol nasıl tırsarsın !..

Eskiden coşkuyla cahilliğinle verdiğin o fikirler bir anda veriler , bilgiler sana gelmeye başlayınca tereddütler içinde kalırsın. 12/10/2010

Ahmet Kemal Şenpolat
Haytap Hayvan Hakları Federasyonu
Yönetim Kurulu Başkanı