DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

Vejetaryen Olun , Mutlu Yaşayın

Dünyada milyonlarca insan halen vejetaryen besleniyor. Bu konuda şimdiye kadar ot yiyor diye sağlık sorunu yaşayan insan da görmediğimi söylemeliyim. Tam tersine et tüketiminden dolayı rahatsızlanan ise çok kişi gördüm.

Diğer yandan dahi olarak kabul edilen Einstein , Leonardo Da Vinci , Galileo , Edison ; Rousseau , Newton gibi bir çok insan et yememiştir.  Böyle bir tesadüf olabilir mi ?  Hiçbirisi midesinde hayvan mezarlığı olsun istemedi diye yorumluyorum ben bunu.

Dikkat edin, genelde insanlar hayvanların yavrularını yemeği tercih yer. İnek değil de dana kuşbaşı , horoz yerine piliç ya da   koyun yerine  kuzu gerdan yemeği sofralarında görmek isterler. Çünkü Yaşlı hayvan eti lezzetli olmaz. Her ne kadar lokanta sahibi sizin tabağınıza öküz de koysa menüde , ismi cazibe uyandıran yavru hayvanlardan dolu bir ces-et menüsü vardır.  Bir hayvanın yavrusu körpeliği nedeniyle,  tat açısından daha lezzetlidir. İnsanoğlu damak tadını böyle tesbit etmiş maalesef. Oysa bu hayvanların da annelik duyguları var ve gözleri yaşaran memeli canlılar olduğunu düşünürüz biz hep.

Bir koyunun yanından yavrusunu aldığınız zaman anlarsınız ne demek istediğimi. Bunun adı düpedüz gasptır. Hangi hakla bir hayvanın yavrusunu alıp onun boğazını kesip, yiyebilirsiniz. Bütün dillerde “et” ile “hayvan” kelimesi farklı kelimelerdir. Kendinizi kandırarak Et yiyorum, dersiniz, hayvan yiyorum, demezsiniz. Onu yenebilecek hale getirme oyunundan başka bir şey değildir bu, çünkü yediğiniz düpedüz hayvan ölüsüdür. Hayatımızın bir çok alanında olduğu gibi bunu da pek sorgulamıyorsunuz ve alışılageldiği gibi yaşıyorsunuz.

Uzun yıllardır sebze yemeği , dostlarımı yememeyi tercih ediyorum ve herkese de bu yolu en azından yemek yerken düşünmeye davet ediyorum. İnanın bir canlıya zarar vermeden yaşadığınızı düşününce daha mutlu olacaksınız.

Ama doğanın kanunu böyle diyorlar. O kanun etobur hayvanlar için ve ihtiyaçları kadar geçerli. Tok bir aslan ya da kaplan geyiğe saldırmaz. Depolamak ihtiyaçtan fazlasını tüketmeye çalışmak yine biz insanoğlunun en büyük günahlarından biridir.  Bitkilerin ise sinir sistemi olmadığı için hissetme duyuları yoktur.

Voltaire’in dediği gibi,  ya konuşabilselerdi acaba onları yiyebilir miydik?


Av. Ahmet Kemal ŞENPOLAT
HABERTURK GAZETESİ
27/02/2010

Bu konudaki yazarın diğer yazısı :   GASP        ( lütfen tıklayın )

Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler ayrıca 111 Soruda Hayvan Hakları adlı kitaba da bakabilirler

  • Vejetaryen Olun , Mutlu Yaşayın
  • Vejetaryen Olun , Mutlu Yaşayın