DON KİŞOT’UN KÖŞESİ

(*) Hayvanat Bahçelerine De Hayır !

Neymiş , sevgiyi çocuklar orada tadacakmış ? Televizyonlarda gördükleri hayvanlar ayaklarına kadar gelip fiziki görünümleri ile onlara hizmet edeceklermiş.

Afrika ‘da yaşayan bir fil ,çita ya da  aslan ; ormanlarda yaşayan bir boz ayı , güney kutbuna yaşayan bir penguen ,  ağaçlarda daldan dala zıplayan mutlu bir maymun kafes içine tıkılıp , küçücük alanlara tıkılınca belediyenin hızmeti gidecekmiş vatandaş ayağına.

Geç kardeşim geç !

Dünyanın her tarafında hayvanat bahçeleri arkalarında sponsor olmasına rağmen zarar eden kurumlardır. Buradan kimse kar zaten beklemesin . Adı ben de saklı kalsın dünyada şu ana kadar gördüğüm zaten bir ya da iki tane hayvanat bahçesi var  tam anlamıyla eko sistemin sağlandığı , hayvanların kafesler arkasında olmadığı ve özgürce insanlarla beraber dolaştığı ..geri kalanların hepsi Avrupa’da da olsa Amerika’da da olsa petshoplardan  farkı yok.

Sevgileri tutsak edip , kafes arkasından çocuklara bu hayvanları izletmek ne derece doğru ?  Yaşamaya mahkum etmekten  ne farkı var bu yatırımların.

Japonya’da “cehennem” adı verdikleri bir alanda koskoca filin küçücük alanda sıkışmasını insanlara göstermek , Amsterdam’daki hayvanat bahçesinde  Afrika’dan Hollanda’nın soğuk iklimine getirilmiş zavallı koca gorilin kafes arkasındaki çaresizliğini , Paris’teki şempanzelerin  camekan arkasındaki hüzünleri ya da Vancouver’daki deniz memelilerin şaklabanlık adına aquarium adı verilen yerlerde tutulmaları inanılır gibi değildi.

Ya bizdekiler ? Yıllardan beri Ankara’daki Atatürk Orman Çiftliği , Atatürk’ün mirasına aykırı olarak giderek imar kirliliği ile küçülüyor , üstüne üstlük hayvanlar hala eziyet içinde kafesler ardında tutuluyor.  Ya İzmir’de Pak Bahadur adlı fil 55 yıl beton zeminde çektiği ile kaldı ve ancak ölerek kurtuldu bu eziyetten. Yeni yapılan İzmir Sasalı hayvanat bahçesi ise öncekine göre büyük ancak bir aslana , bir pumaya , bir kaplana , bir zebraya göre çok küçük. Hem saatte 50km koşabilir diye kapısına açıklama yapıyorlar bu hayvanların , hem de kendi doğal türlerine aykırı şekilde daracık ortamlarda tutuyorlar. Kocaman aslana göre küçük , size göre büyük ortam onlara hiç yeter mi ?

Kayseri'yi  Maraş’ı, Konya’yı , Malatya'yı  ve Gelibolu civarında benzin istasyonlarına müşteri daha fazla gelsin diye hapsedilen özel hayvanat bahçelerini anlatmak bile istemiyorum.

Ya Samsun’da deniz kenarında tutulan kaplan ve boz ayılar...bir zevk uğruna hapsetmek için değer mi ? Hem de deniz kenarında rüzgara karşı bir hayvanat bahçesi ..ölecek bunlar dememe kalmadan zavallılar ana yurtlarından binlerce km uzakta öldüler...aslandan kaplandan anlayan veteriner var mı da istihdam ediyorsun ?  Kaçkarlarda yaşasa olmuyor mu o zavallı ayıcıklar ? Sinirden kafes içinde çıldırmışlar oradan oraya koşturuyorlar...ya Tarsus ? Canım Tarsus..ben o kaplanları küçücük ,daracık kafeslerde 45 derece sıcak altında gördükten sonra gider miyim sanki bir daha ? O tarihi kente yakışıyor mu ? Yıllardır yazışıyoruz Tarsus’la kapattıramıyoruz ..daha büyük alana geçmeyi bize teklif ediyorlar..kabul eder miyiz hiç ? Biz standartları tartışmıyoruz ki ?

Arada sırada televizyonlarda Çin’de gördüğünüz pandaların büyük bir özenle yetiştirildiğini bakıldığını görüyorsunuz ? Neden ? Çünkü Amerika’daki hayvanat bahçeleri bu sevimli ve iki yılda bir zar zor ancak bir tane doğuran ayıcıklar için milyon dolarlar ödüyorlar. yani sevgi mevgi palavra...hepsi para ! Para için , onların tutsaklığı için bu kadar emek ve enerji.

En büyük felaket ise maalesef Ankara’nın başına gelebilecek gözüküyor...seçim taahhüdü  olarak maalesef başbakan’dan bile en büyük hayvanat bahçesi yapılma lafları çıktı..

Daha sokaktaki kediye köpeğe , bakımevlerindeki zavallılara bakamayan bir belediye nasıl olacak da kartala ,  maymuna , zürafaya bakacak ?  Daha sokakta trafik kazası geçiren hayvana ambulans ve veterinerlik hizmeti veremeyen bir belediye nasıl olacak da bir penguene , büyük kaplumbağaya ,  timsaha,   gergedana hizmet verecek ?

Bilmiyorsunuz canım kardeşim bu işi..bilmiyorsunuz.. Bütçeniz olsa bile bilgi birikiminiz yok..donanımınız yok..getirmeyin artık şu hayvanları Asya’dan Afrika’dan buralara..

Hapsetmeyin sevgiyi demir kafesler ardına..gerekiyorsa kısa yaşasınlar ama özgür yaşasınlar annelerinin yanında , doğal ortamlarında..yazık paramıza..önce insanlar dururken neden bu yatırım buradaki hayvanlara ? Ha söyler misiniz bana ..insanlar açken , işsizlik varken , çocuklar hastanelerde ölürken ,  neden hayvanat bahçelerine yatırım yaparsınız ?

Al sana kapı gibi klişe slogan ..senin devamlı bana karşı kullandığın cümlen..hadi al kalemi savun bakayım kendini !

HAYTAP Yönetim Kurulu Başkanı

To read this article in English please click here

  • (*) Hayvanat Bahçelerine De Hayır !
  • (*) Hayvanat Bahçelerine De Hayır !
  • (*) Hayvanat Bahçelerine De Hayır !
  • (*) Hayvanat Bahçelerine De Hayır !